Kanguru adam: ‘Ne kadar da güçlüsün’ diyerek başını salladı kanguru adam. ‘Ama kendimi yine hayvanat bahçesinde bulduğumda beni almaya geleceksin, değil mi?’
Çocuğun burnu yoktu. Yüzünün tam ortasında bir delik vardı, sanki burnunu baltayla koparmıştı. Manikürlü elini arkadaşının tüylü omzuna koydu. Güven verici bir edayla hafifçe vurdu.
Burunsuz çocuk: ‘Elbette ki gelirim, tatlım. Senin için her zaman gelirim.’
Kanguru adam küçük patisiyle gözlerini silip boğazını temizledi.
Kanguru adam: Ah, hep merak etmiştim,’ diye konuyu değiştirerek şöyle bir öksürdü.’ Niye bu kadar güçlü olmana rağmen burnunu düzeltmiyorsun?’
Burunsuz çocuk: ‘Yine de kanguruluktan vazgeçmiyorsun!’ diye onu azarladı çocuk. Kanguru adamın omzuna sertçe bir tokat patlattı. ‘Niye olduğu açık değil mi? İnsanları korkutuyor. Kötü adamların çoğunu benden uzak tutuyor.’