Akut kolesistit Nedir?
Akut kolesistit safra kesesiin inflamatuar bir hastalığıdır. En çok safra kesesi taşları nedeniyle oluşur. Eğer enflamasyondan sonra bakteri invazyonu meydana gelirse asenden kolanjit, ampiyem veya amfizamatöz kolesistit gibi hastalıklar meydana gelebilir.
Biliyer kolik Nedir?
Safra kesesini yapmış olduğu karın ağrısıdır. Ağrı sağ üst kadranda hissedilir ve 2-6 saat sürerek spontan azalır.
Akut Akalkülöz Kolasistit Nedir?
Safra kese taşı olmadan gelişen safra kesesi iltihabıdır. Majör risk faktörleri ileri yaş, ciddi hastalık durumu, yanık, travma, majör cerrahi operasyon, uzun dönem total parenteral beslenme, diyabet, immün yetmezlik ve doğum yapmış olmaktır.
Safra kesesi perforasyonu
Akut kolesistitlilerin %10’ unda meydana gelir. Perforasyon bölgesinde komşu kolesistik enterik fistüle, safra kese ileusuna ve safra içeriğinin karın boşluğunu etkilemesi sonucu peritonite yol açabilir.
Kronik kolesistit hemen daima safra kesesi taşlarmm yaptığı obtruksyona bağlı olarak tekrarlayıcı ataklar şeklinde gelişir. Tekrarlayan hasara bağ
lı olarak kese duvarında fibrotik kalınlaşmalar oluşur ve sonunda bakteriyel enflamasyon ya da akutkolesistit olmaksızın gerçekleşen bu safra kese distansiyonu hidrops kese olarak adlandırılır.
Porselen kese; kronik kolesistit enfeksiyonu sonrası fibrozisin yol açtığı geniş kalsifikasyonlara ise porselen kese olarak isimlendirilir.
Amfizamatöz kolesistit; genelde safra kese taşlarının sebep olduğu gaz üreten mikro organizmaların enfeksiyonudur. Amfiza
matöz kolesistitde hızlı ve ciddi klinik bozulma gerçekleşir, gangren ve/veya perforasyon gerçekleştiğinde mortalitesi %15’ lerdedir.
Safra kesesi taşlan klinik olarak sessiz taşlardır ve genellikle diyagnostik veya başka bir amaç için yapılan görüntüleyici testler esnasmda tesadüfen fark edilir. Tespit edilen taşlarm ise komplikasyon ve ağrı riski her bir yıl için %l-%4 gibi oldukça düşük seviyededir. Sadece %10 hastada ilk 5 yıl, ve %20 hastada ilk 20 yıl ağrı veya taş komplikasyonları gelişecektir.
Safra kesesi çamuru ; çoğunlukla kolestrol monohidrat kristalleri, kalsiyum bilirubin pigmenti ve diğer kalsiyum tuzlarından meydana gelir. Safra kesesi çamuru formasyonunda ana mekanizma muhtemelen kese motilitesinde bozukluktur. Safra kesesi çamuru abdominal USG de saptanabilir. Klinik gidişi tamamen gerileyebilir veya taş oluşumuna ya da diğer komplikasyonlara kadar çeşitlilikte olabilir. Asemptomatik safra kesesi çamuru ya da mikrolitiyazisi olan hastaların tedaviye ihtiyaçlan yoktur. Safra kesesi çamuruna bağlı semptom veya komplikasyon gelişiminde ise hastalarda kolesistektomi göz önünde bulundurulur. Safra kesesi çamuru oluşumundan korunmak için ise her hangi bir kanıtlanmış metot yoktur.
Kolanjit; safra yolunun kısmen yada tamamen tıkanması ile asendan enfeksiyonun meydana gelmesidir.
Koledekolelitiyazis; ise ortak safra kanalının taş ile tıkanmasıdır. Primer sebebi ortak safra kanalında taş oluşumu ile tıkanması iken sekonder sebebi safra
Safranın Özellikleri:
Safra bileşimi %80 su, %10 safra asidi, %4-5 leştin ve diğer fosfolipidler, %1 kolesterol ve diğer geri kalan kısım ise konjuge bilirubin, elektrolitler, mukus ve çeşitli proteinlerdir. Hepatosit kolestrolün sentezlendiği ve periferde alımın yapıldığı majör yerdir. Fazla kolesterol direk olarak safraya salgılanır veya safra tuzlarına çevrilebilir. Salgılandıktan sonra safra intrahepatik ve ekstra hepatik safra duktusları ile safra kesesine gelir. Burada safra kesesinin ana fonksiyonu safradaki su ve sodyumu absorbe ederek safrayı konsantre hale getirmektir. Uzun süren açlık ve safra kesesinde rezidüel volüm kalması safra kesesi taşlarının oluşma riskini arttırabilir. Safra kesesi kontraksiyonunu bozan durumlar ise hamilelik, obezite, hızlı kilo kaybı, diyabet ve tota parenteral nutrisyondur.
Taş biliyer traktusa düştüğünde ise ağrı ve kusma intra lüminal basınçtaki artışa bağlı olarak meydana gelir.
Biliyer sistemdeki bir taşın meydana getirdiği obtriksiyon persistan kontraksiyonlar ile giderilemez ise ve taş ile kanal tıkanıklığı devam ederse mekanik, kimyasal ve infektif enflamatuar cevap gerçekleşir ve iskemi meydana gelir. Tıkanıklık esnasında bakteri ve pankreatik enzim içeren intestinal içeriğin biliyer kanala reflüsü meydana gelebilir. Kimyasal enflamasyon direk mukozal hasara yol açar. Sinyal iletimi ve kolesistokinin A reseptörlerindeki defekt oksidatif strese anormal cevap ve lisolesitin, phospholipase A and prostaglandinler gibi enflamatuar mediatörlerin salınmasına yol açabilir.
Enfektif ajanlar olarak vakaların %74’ünde Gr (-) bakteriler (E.coli %36, klebsiella %15) tespit edilmekte, %15 oranında ise Gr(+) bakteriler (Enterococcus, 6%; Staphylococcus, 3%; and Streptococcus, 2%) saptanmaktadır. Bacteroides (5%) and Clostridium (3%) ise daha nadir saptanan enfektif ajanlardır.
Akut Kolesistit Klinik Görünümü
Klasik sağ üst kadran ağrısı distandü safra kesesinin peritona teması ile olur ve ağrı karnın diğer bölgelerine ve/veya epigastriuma, bele sırta, skapulaya, sağ omuza yayılabilir. Ağrının sol sırta yayılması,safra kesesi bozukluklarıyla ilişkilidir. Ağrı öğünlerle ya da yağlı gıda intoleransı ile ilişkili olmak zorunda değildir. Hastalarda bulantı, kusma, terleme, ateş gibi semptomlar bulunabilir. Bulantı, kusma ve ağrı genellikle ortak safra kanalının distansiyonuna bağlı olarak meydana gelir. Dispepsi, geğirme, şişkinlik ve yağlı gıdalara intolerans kolesistektomi geçirmiş safra kesesi olmayan hastalarda sıktır.
Biliyer kolik ağrısı genellikle taşların safra kesesi ve/veya biliyetıraktı tıkaması ile anı gelişen distansiyon sonucu meydana gelir. Kolik ağrı genellikle 1-5 saat arası sürer ve sonrasında azalır. Enfeksiyonun eşlik gelişmediği hallerde eğer taşlar spontan olarak safra kesesi lümenine geri gider ya da ampulladan duodenuma düşerse ağrı kendiliğinden kaybolur. Biliyer kolik ağrısı 5 saat üzerinde devam ed,yorsa akut kolesistit, assendan kolanjit veya pankreatit gibi kompli kasyonlardan şüphelenilmelidir.
Rekürrent Safra Taşları
Kolesistektomiden aylar ya da yıllar sonra ortaya çıkan taşlar ise recurrent olarak adlandırılır.
Akut Kolesistit Tanısı;
Acil serviste önemli olan ilk önce komplike olmayan biliyer kolik ağrısı ile akut kolesistit ve komplikasyonlarının ağrısını ayırt etmek olmalıdır. Akut kolesistitin tanısı anamnez, fizik muayene, laboratuar ve görüntüleme yöntemlerindeki bulguların kombinasyonlarına dayanarak bulunur.
Murphy bulgusu; (enflame safra kesesinin palpasyonunda hastaya derin inspirium yaptırıldığında ağrıdan dolayı hastanın inspiriumu aniden durdurması) akut kolesistitte en yüksek sensitiviteye sahiptir. Sağ üst kadran ağrısının yaygın farklı sebepleri mevcuttur.
Laboratuar bulguları akut kolesistiti diğer durumlardan ayırt edemez.
Lökosit sayısı >10,000/mm3 olması tanı koymada %63 sensitivite ve %57 spesifıte ile LR 0.6 değeri vardır. Ortalama lökosit sayısı 12,600/mm3
kolesistit olan hastalarda bilinmeyen nedenden karın ağrısı olan hastaların %26’ sı ve gastroenteriti olan hastaların %43’ ünde olan sayılara benzerdir.
C-reactive protein seviyesinin 3 milligram/dL yükselmesi spesifik değildir ancak akut kolesistit tanısı ile ilişkilidir.
USG bulguları ile CRP seviyelerinin kombine edilmesi sentiviteyi %97, spesifiteyi %76’ya çıkarır. AST, ALT veya alkali fosfataz yükseklikleri ortak safra kanalı taşı, asendan kolanjit veya Mirizzi sendromunu (sistik kanaldaki taşın ortak hepatik kanala dışarıdan baskı yapması) düşündürebilir ancak akut kolesistit için spesifik değildir.
Direk grafi safra kesesini göstermede çok zayıf bir görüntüleme yöntemidir çünkü sadece %20 oranında safra taşları direk grafide görülebilinecek kadar kalsiyum içerir. Direk grafı amfizamatök kolesistit, kolanjit veya kolesistik enterik fistüllere bağlı olarak oluşan kese duvarındaki veya biliyer traktusdaki havayı saptayabilmesine rağmen, bu saydığımız komplikasyonların klinik bulguları daha ön plandadır ve diğer görüntüleme yöntemleri daha kullanışlıdır.
USG: akut kolesistiti saptamada sensivitesi %94, spesifitesi %78’dir. lmm’den küçük ve ekojenik olmayan taşları ile sistik kanal ve safra kese boynunda bulunan taşları saptaması zor olabilir.Sonogrofık murphy ise sonogrofık probun safra kesesi üzerine bastırılması ile maksimum hassasiyetin olmasına denir. Murphy işareti PPV %92 olup safra kesesi taşı varlığı ve diğer klinik bulgularla kombinasyonu PPV %87’ dir. Sonogrofık Murphy bulgusu diyabetik ve gangranöz kolesistitli hastarda olmayabilir. Diğer klinik bulgular olmadan hiçbir USG bulgusu tek başına akut kolesistit tanısında spesifik veya sensitif değildir.Safra kese duvar kalınlığı 3mm’den büyükse kolesistit göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak pankreatit, assit, sağ kalp yetmezliği ve alkolik hepatit gibi durumlarda safra kesesi duvar kalınlığında artış meydana gelebilir. 3-5 mm arası değerler anormal değerlerdir ancak bir çok kolesistit hastasında bu duvardaki kalınlaşma 5 mm’nin üstündedir. Perikolesistik sıvı varlığı daha az saptanan bir bulgu olmasına rağmen kolesistit için oldukça spesifiktir. Biliyer duktus çapı yaşla beraber artmasına rağmen ortalama 7mm civarındadır. Batın tomografisi görüntülemesi USG sonuçları şüpheli ya da belirsiz olduğu durumlarda kullanılır.
Batın Tomografisi Kolesistit Kriterleri
- 1) 3mm’den fazla duvar kalınlaşması,
- 2) kısa – eksen ölçüsü 3.5mm’den büyük olması,
- 3) taş varlığı,
- 4) peri-kolesistik sıvı durumlarda
Batın tomografisinin sensivite%95, spesifitesi % 96 dır.
HIDA scan (Teknesyum 99m hepatobiliary iminodiacetic acid cholescintigraphy)
Safra kesesi fonksiyonlarının değerlendirmede kullanılır. Safra kesesi hastalığından şüphelenilen ancak negatif USG bulguları altında HIDA scan biliyer diskineziyi tanımada kullanışlıdır. Biliyer tip ağrının varlığında, safra kesesi boşalma bozukluğu(ejeksiyon fraksiyonu %35’in altında) olması biliyer diskinezi olarak tanımlanır.
HIDA scan bir izotop çalışması olduğundan ve sonuçların görülmesi için birkaç saate ihtiyaç olduğundan acil serviste genel olarak pratik uygulaması mümkün değildir. Ayrıca morfin uygulaması HIDA scan sonuçlarını karıştırabilir. Hastanın aile hekimine takip sırasında bu testi yaptırması önerilebilir.
Hepatobiliyer MRI;
Magnetik resonans kolanjiopankreotografi’yi de içeren kapsayan MRI tetkiki ise CT ve USG’nin belirsiz olduğu ve akut kolesistitten şüphelenilen hastalarda uygulanabilir. Akut kolesistitde duvar kalınlığı artışının saptanmasında MRI en yüksek sensitivite oranına sahiptir (sensitivitesi %100), perikolesistik sıvı varlığında ise %95 ve bitişik yağ sinyal intersitisindeki değişikliklerinin sensitivitesi ise %95’dir.
Safra kesesi taşı tedavisi
Komplikasyonlar açısından risk faktörleri içermeyen hastalarda (siroz, portal hipertansiyon, Orak hücreli anemi ve transplant adayı olmayan) asemptomatik safra kesesi taşı varlığında tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Genel cerrehi uzmanına başvurmaları önerilmelidir. Biliyer kolik ağrısının tedavisinde parenteral opiat analjezikler ve ketorolak gibi nonsteroidler kullanılır. Cerrahi tedavi kesin tedavi için gereklidir. Semptomatik safra kesesi taşlarının kesin tedavisi için ilk tercih te davi laporoskopik kolesistektomidir.
Akut kolesistit ve komplikasyonlarının tedavisi için hastaneye yatış yapılmalı kolesistektomi açısından cerrahi konsültasyonu istenmelidir. Bu hastalarda laporoskopik kolesistektomi sık tercih edilen bir tedavi prosedürüdür. ERCP ortak safra kanalı veya genişlemiş ortak kanal durumunda uygulanır.
Tedavi edilmemiş kolesistit ne olur?
Tedavi edilmemiş kolesistitte, asenden kolanjit, amfizametöz kolesistit, gangrenöz kolesistit veya pankreatit gibi şiddetli komplikasyonlara yol açabilir.
Acil servis tedavi yaklaşımı efektif analjezi, bulantı-kusmayı önlemek için antiemetik, oral alımın kesilmesi, volüm ve elektrolit replasmanı, antibiotik uygulaması ve cerrahi konsültasyonu içermelidir.
Tüm narkotik ajanlar Oddi sfinkter spazmını ve biliyer sistemdeki basıncı arttırır. Ancak bu durumun hasta üzerine olumsuz etkisi olduğu kanıtlanamamıştır. Antibiyotik tanı koyulduğu anda en kısa zamanda verilmelidir.
Antibiyotik seçimi 3. Kuşak sefalosporin (sefotaksim veya seftriakson lgrIV) ve metrodinazol veya florokinolon ve metrodinazolü kapsamalıdır. Geniş spektrumlu antibiyotikler immunsupresif, diabet veya ileri yaş gibi komorbid hastalığı olan ciddi toksisite gösteren hastalarda uygulanır. Ampisilin-gentamisin kombinasyonu ile ampisilin-sulbaktam kombinasyonu, imipenem ve piperasilin-tazobaktam kombinasyonu olmalıdır.
Kolesistektomiden sonra hastanın yalnız %2’sinde cerrahi den sonra “retained” ortak kanalda taşı gösterilmiştir. Yaygın bir durum olmamasına rağmen rekürren taşlar kolesistektomiden aylar veya yıllar sonra gelişebilir.
Hamile kadınlarda kolesistektomi için ana endikasyon tekrarlayıcı biliyer kolik epizodları ve kut.kolesistittir. Safra kesesi taşı ve biliyer kolik çocuklarda sık görülen bir durum değildir. Ancak majör risk faktörleri konjenital anomaliler, biliyer anomaliler, hemolitik durum ve orak hücre anemisidir. Yaşlılardaki ve diyabetiklerdeki akut kolesistit veya komplikasyonlarının yüksek mortaliteye sahip olduğu bir çok vakada tecrübe edilmiştir.
Akut kolanjit
Akut kolanjit için biliyer obstriksiyon ve biliyer traktın enflamasyonu gerçekleşmesi gerekmektedir. Biliyer obstriksiyonun nedenleri; koledokolitiasis, safra kanalı darlıkları, safra anastomozu darlığı ve kompresyona sebep olan malign hastalıklardır.
Akut kolanjit Charcot triadı ile tanımlanır
- Ateş
- Sarılık
- Sağ üst kadran ağrısı.
Reynolds beşlisi ise
- Mental durum bozukluğu
- Şok
- Ateş
- Sarılık
- Abdominal ağrıdır.
Ancak hastaların yarınsında azında Charcot triadı ve sadece %5’inde Reynolds beşlisi mevcutur.
Kronik Kolesistit Kronik kolesistit semptomları ve fizik muayene bulguları biliyer kolik ve akut kolesistite benzerdir. Ancak semptomların süresi daha uzun ve şiddeti daha düşüktür. Kronik kolesistitin herhangi bir spresifik fizik muayene veya laboratuar bulgusu yoktur yalnız USG
porselen keseyi gösterebilir ve sağ üst ekstremitede muayenede distandü hidrops safra kesesi palapasyonla ele gelebilir. Amfizamatöz kolesistit Amfizamatöz kolesistit C.perferingens gibi gaz üreten anaoreb bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar esnasında safra kese duvarında hava görüntüsü ile karakterizedir. Bu durum diyabetik hastalarda genellikle sepsis ve gangranöz kolesistite progrese olabilir.
Mirizzi Sendromu: Taş ya da Hartman poşundaki bir enfeksiyonun sekonder bası etkisi ile ortak safra kanalında parsiyel obstriksiyon oluşturmasıdır. Hartman poşu safra kesesi duvarının safra kesesi boynu ve sistik duktus ile bağlandığı kısma verilen isimdir.
Klinik bulgular sarılık ve dilate intrahepatik duktus ile akutkolesistitin semptomlarını kapsayacak şekildedir. Enflamasyon, Hartmann poşundan ortak safra kanalına bir eroziv füstile yol açabilir. USG ve CT genellikle bu füstülü saptayabilir. Açık kolesistektomi standart cerrahi yaklaşımdır.
Safra taşı ileusu: Klasik safra taşı ileusu safra taşının terminal ileumu, ileo-çekal valv seviyesinden bası etkisi ile obstrükte etmesidir. Safra taşı biliyer-duedonal fistül ile ince bağırsaklara geçebilir ayrıca kolesisto-kolonik veya kolesisto-gastrik fistüller sayesinde bir başka yere gidebilir. Tanısı pnömobilia, bağırsak obstriksiyonu ve ektopik safra taşı ile akla gelmelidir. CT ve USG görüntüleme ile tanı konulur. Morbidite ve mortalite yüksektir.