Kawasaki
- Uçurumun tepesinden dalgaları saymak yeterli mi bir sonraki algoritmayı öngörebilmek için?
- Hayatta tekrar tekrar başa dönen bir ritim olabilir mi?
- Ama önce ısı, rüzgar, nem değişkenlerinin etkisini hesaba katmak için bir takım ek tanısal cihazlar kullanmak gerekmiyor mu?
- Hayat sürekli bir devinim içinde.
- Kim bilir, belki de bizler sadece geçmişin tekrarını yaşayanlarız.
- Gerçi, benim hiçbir şeye ihtiyacım yok, bir bakar anlarım da diyebilirsin, tekrarlar tekrarları çağırıyor diye seslenebilirsin.
- Maalesef öyle olmuyor işte, değişmez dediğin kümeye yeni bir değişkenin katılmasıyla sonsuz olasılık başlıyor, olmaz olmaz deme olmaz olmaz.
- Örneğin Kawasaki hastalığı (KH) ve COVID-19 (C19) birlikteliği gibi.
- Çocukların C19’u daha hafif atlattığını biliyoruz, buraya kadar her şey iyi ancak bazı durumlar sendromik tablolarda düğümlenebiliyor, tekrarlar tekrarlanmayı reddediyor.
- KH benzeri klinik tablo saptanıyor C19 PCR (+) çocuklarda.
- 6 aylık bebek, PCR (+) ve KH birlikteliği eskisi kadar şaşırtmıyor.
- KH hastalığı dönemsel/nadir görülen, özellikle < 5 yaş, vaskülit/inflamasyon patogeneziyle hasar veriyor, kalıcı kalp hastalığı oluşturuyor.
- Ateş + ( en az 4/5 kriter karşılanmalı) konjonktivit, döküntü, adenopati (servikal), çilek dil, el ve ayaklarda eritemli ödem.
- Diyelim ki 5 değil de 2 kriter karşılandı. Tamamlanmamış KH tanımlaması başlıyor, çocukta halen koroner arter anevrizması gelişebiliyor.
- Erken tedavi (semptom başlangıcındaki ilk 7 gün) IVIG+aspirin/kortikosteroid hayat kurtarıcı olabiliyor, tedavi başlanmazsa koroner arter anevrizması gelişiyor.
- Pnömoni tetikli ACE2 reseptör ilişkili yüksek doz inflamatuar yanıt, aynı KH gibi, vaskülit yapıyor, C19 bu mantığı kullanarak komplikasyonlara neden oluyor.
- Pediatrik damarlar öyle bir trombozla doluyor ki sanki 68 yaş günde dört paket sigara içmiş erişkin benzeri gözüküyor endoteller, kalbe giden kanın yolları tıkanıyor.
- Bu hiç istenmeyen.
- Karşımızda pediatrik yaş grubunda bile tromboz kaskatını aktifleyen C19 var.
Vaskülit
https://doi.org/10.1016/j.phrs.2020.104951
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa