44 Hata
‘Eğer sadece kelimelerden yararlanacak olursan
duyulmadıklarını görürsün’
Beyaz Balerin
@aciltıp.com Hasan Güneş’e yazıdaki sesi için teşekkür ediyor
Yazı kalıcı sözler içindir: Gerçekten öyle, yazılmamışsa yapılmamıştır. Buzalara ip atlatırsın, kaplumbağaları kurtarırsın, yıkılan sirki tekrar kurarsın, kızların at kuyruklarını tararsın, ama bunları yazmalısın. Sen yazmazsan, bakarsın başkası yaptı derler, veya yapmadı bile diyebilirler.
İki yanlış bir doğru etmez: Ekip içi iletişim kopmaları yaşadın, gerçi B tipi doktorların bu tip sorunları olmaz, yoğun sosyallikleri onları korur ama yazım hataları tedavi stratejilerini allak bullak edebilir, hemşire hanım anafilaktoid reaksiyona 0.3 mg/1:1000’lik IM adrenalin yapacağına, 0.1 mg/1:1000 IV adrenalin yapar, hata süratle ventriküle gider, senin bakışların suda kaydırılan taşlar gibi zonklar, yamuk yazının yanlış okunuşu elini kolunu bağlar.
Rüzgarın sesine bak: Bulantılar içindesin, katiyen ayırt edemiyorsun, hasta geniş QRS’li ama sen dal bloklu mu değil mi anlayamıyorsun, olabilir, konsültasyon istedin ama telefonla, karşındaki doktor, ver sen kalsiyum kanal blokeri, acile doğru yürüyorum zaten diyor, zerk ettin ilacı damardan, hasta bir anda fenalaştı, sonra öldü, canlandırdın, yine öldü, sonunda kurtardım sanıyorsun ama bu sefer kesin öldü. Sen, bana bu ilacı yapmamı kardiyolog söyledi diyorsun ama kimse dinlemiyor, işler kötü giderse telefon korumaz ki.
İkinci yerde dokuz: Kanıtlandı, kontrastsız tomografi ile akut apandisit tanılanabiliyor, sen yemedin içmedin hastayı kontrastta boğdun, neymiş efendim serum kreatinin değeri normalmiş, aslolan glomerüler filtrasyon hızı, neden unuttun, hadi belki anlardık, vital endikasyonun olurdu, masif tarafından pulmoner emboli 44’lük saldırmıştı, öyle değildi ki, sen sen ol sadece serum kretainin değeri ile kontrastta sarılma, glomerüler filtrasyon hızını hesapla.
Görünmeyen köy: Adamda sakal var, Jim Morrison yanında tüysüz kalır, dört yıldır kesilmiyor, boğaz ağrısı ile başvurdu, sakalların izin verdiği kadarıyla gördüklerimizi yazıyoruz, uvula ödemi var, biraz da kaşıntısı mı varmış ne, tamam dedin, allerjik reaksiyon, kortikosteroid, H1/H2 bloke ediciler, biraz rahatladı, uvula sanki ödemden fakir kaldı, taburcu ettin, etmeseydin, çünkü etmeseydin sakalların ardına gizlenmiş Nekrotizan Fasiit’i görebilirdin.
Karar üzerine yorum: Dediğim gibi, B tipi doktor var karşımızda, güncel bilgileri okumayı sevmemekte, yeniliklerin sol kulağına kendiliğinden ineceğine inanmakta, resüsitasyon başladı, entübasyon yapıldı, elektrik verildi, antidisritmikler uğuldadı, hasta bana mısın demedi, sırtına baksaydın ya, görürdün fentanil bandını, aklına gelirdi arrestin antidotu, veya onun güzel yüzü.
Bu çizgi güçlü: Şimdi sayacağım kemikler önemli, lütfen dikkatle dinleyin beni. SOFT diyelim, skafoid, odontoid, femur başı ve talus. Bunlar az kanlanır, difüzyonla beslenir, kemik hızla nekroza gider, yumuşar, kırıkları gözden kaçar, buz hokeyi oyuncusunun talus kırığını görememiştin ya, hassasiyet varsa, kırık hattı olmasa bile, ilgili kemikler sarmalanır.
Büyük mülkiyet: Boyun ağrısı herkesin hakkı, şimdi onun da hakkı oldu, baktın kayıtlara, dün de başvurmuş acile, ilaç arama davranışı olarak kodlanmış kendisi, sen de tekrarlayan ilaç arama davranışı olarak tanılıyorsun olayı, çekinmedin bilgisayara bile yazdın konversiyon tanısını, anksiyete kelimesine sığındın, şimdi karşında durmakta kendisi, spinal epidural abseli, psikiyatrinin ışık almayan köşelerine sığınma konusunda acele etme.
Çatışma: Serebrovasküler olaylar ikiye ayrılır, tıkanmalı, kanamalı, eski doktorlar ver kanama tedavisi, başlayalım tıkanma tedavisine derlerdi, eklemek istediğim, iskemik inmenin tansiyonu, tPA verilmeyecekse (<185/110 mHg), düşürülmez. Hemorajik inmenin sistolik tansiyonu ise hızla 140-160 mmHg hattına çekilmeli, tedavi mi, ne tedavisi, B tipi doktorumuz aile ile birlikte ağlıyor şimdi.
Yu: Göle düşen gölgeyi bilirsin, seninle hareket edeni, ifadesiz parçan olur ama sen gibi davranır gölgen, ne kadar savurursan savur ayrılmaz nemrut. Derenin ruhu, adı Yu, toz püskürtür dereye, yansıyan gölgenin üstüne, karanlık tarafın bulanır, sen farketmezsin, aydınlık olan yanın ise, gölgeyi oluşturan parçan, hastalanır, bir türlü toparlanamaz, gölgene saldırana dikkat et, baş ağrılı fokal defisite üç saat boyunca LP yapmaya çalıştı, ama hiç bir şey alamadı, omuriliğin soğanı cimri davrandı, nörolog tabii ki şöyle der, litik süresi boş beleş çabanla uçtu gitti, bundan sonra senin adın dere gölgesi bulandıran oldu.
Karşıtlık yüzünden yalıtılmışlık: Femur başı epifizinden kayar, düşmez, düşen sen olursun, direkt grafi ile tanılanan hastalık gözden kaçabilir, ortopedi konsültasyonu gerekir, yine B tipi doktorumuz duygu seli yaşıyor, çocuğu kendi çocuğu gibi seviyor, ek gıdaları soruyor, gece kaç kez uyanıyora taşıyor konuyu, femurun epifizi düştü düşecek, çocuk ağlayarak gelmişti, ağlayarak gidiyor, şimdi büyüdü, adam oldu, ama minikken takılan femur protezi soğuk kış günlerinde halen sızlar, tanısız doktoru hatırlatır.
İki kat olanak: Nazik bir dile eşlik eden yumuşak ifadeler, yaptırımsız çağrışımlar ile dolu kelime seçimleri. Konsültanlar da haklı, zilin ne zaman çalacağı belli olmamakta, yerli yersiz sorgular telefon aracılığı ile yapılmakta, D tipi doktorları bilirsiniz, terbiyeden kırılacak, bu şartlar altında inandıramazsınız konsültanı, tabii ki nazik olunacak ama gerekli durumlarda tüm kaçış köşeleri kapatılacak konsültanın, net, sakin ve kararlı kelimeler gerek.
İyi yazgı: Kolonoskopi sonrası hematokezya, olabilir, hem Coumadin kullanıyormuş, INR 2.7, maya tutmuş, elliyorsun batını, foşur four ses çıkarıyor, TATDUS aklına geldi, ultrasona başvuruyorsun, batında silme serbest/özgür sıvı, noldu noldu bu hastaya derken aklına kolonoskopi sonrası son derece nadir görülen komplikasyon geliyor, splenokolik ligament yırtığına bağlı dalak laserasyonu, her şey olur.
Kımıltısız tutan: 20+ yıl deneyimi olan doktor var karşında, saygın bir kişilik, sepsis hastasına santral yol gerekiyor, üç kez denedin olmadı, konsültasyon istiyorsun, geldi işte, bir pelerine eksik, kolları sıvıyor, USG kılavuzluğunda internal juguler veni arıyor, buldu, kateter gönderildi, sütur bile atıldı, kontrol akciğer grafisi çekiliyor, allah allah, kateter acayip bir yerde duruyor, kan gazı gönderdin, P02 115, kötü oldu bu, santral arterdesin, çıkar çıkar diye bağırıyor hasta yakınları, o kadar kolay değil ki, kalp damar cerrahı gerek, demem o ki hepimiz hata yapabiliriz, 20+’lar bile.
Öteki güneş: Kim demiş mutluluk satın alınamaz diye, bal gibi alınır efendim. Bir kere paranı yönetecek bir banka ile anlaşacaksın, asistanlık sonrası 2-5 yıl asistan gibi yaşayacaksın/tutumlu olmak anlamında, paranın yetmediğini almayacaksın, kredi kartları batağına batmayacaksın, kenarda havuz paran olacak ve işini sahipleneceksin, ekmek paran neticede, özgürlüğünü kazandırıyor sana, iki kuruş eksik ver bakalım bakkala, nasıl bakıyor yüzüne, bunları yaparsan mutluluk satın alınabilir. Bu saydıklarımız D tipi doktorlar için değil, risk almayı sevmez onlar, nadiren iflas ederler.
Tehlikenin farkında olmak uğur getirir: B-HCG başımızın belası, göndersen bir türlü, göndermesen öteki türlü. Ben özetleyeyim sana. Bir kere güven aralığı yok bunun, esas olan takibi, katlanıyor mu mesela yukarı doğru, yoksa azalıyor mu aşağı doğru. Ultrasonun ektopik gebelik için manasız mı görsellendi, üşenme, hastanı kontrole çağır, dediğim gibi azalıyor mu artıyor mu, borsa gibi, 48 saatte 2 kat artış/azalış B-HCG için önemli.
Katlanmak: Ne negatif stres testi, ne EKG, EKO, hatta koroner anjiyografi, esas önemliyi söyleyeyim mi, evet, esas olan hasta tekrar mı geldi, taburcu edilen acile döndü mü göğüs ağrısı ile, her şey taburculuk kapısını gösterse de sen aldanma, negatif tetkiklere bel bağlama.
Direşken: Çocuk bu, 2 yaşında, düşer tabii, öyle büyürler, hangimiz ranzadan düşmedik ki, yaklaşık 1.5 metre, kafada elma gibi şişliği var, sen hemen tomografi istedin, normal, 2 saat takip ettin, normal her şey, kafa travması önerileri ile eve gönderdin, halen her şey normal, hayret dedin, bugün darp bile edilmedim diye düşünüp mutlu olayım derken ambulansın acı sesini duyuyorsun, taburcu ettiğin çocuk, solunum arresti, kontrol tomo şiftli subdural hematomu gösteriyor, hayır azizim sen kabahatli değilsin, klinisyenliğin uzun kuyruklu şeytanları ile tanış, önlenemezleriyle.
Karanlık güç: Bir dakika ya, sen kim oluyorsun diyor hasta, baktık bizi ekliyor yakını, kime sordunuz ki, ben doktorum, anlarım bu işlerden diyorsun, onlar google google diyerek öksürüyorlar, deride döküntüsü var vatandaşın, internet araması sorununu çoktan çözmüş, dekort yapılmalıymış, hem de 7.5 mg, sen durun etmeyin, ilaç reaksiyonu bu, tek yapmanız gereken yuttuğunuz antibiyotiği yutmamak diyorsun, hayır asla dedi, yapın istediğimi, yoksa bildiririm seni.
Çünkü ışık büyük: Yavaş ventrikül yanıtlı atriyal fibrilasyonu (AF) var, sen çantasını boşalttın hastanın, ilaçlarına bakıyorsun, açıklayacak bir şey bulamadın, koroner tıkaç olabilir mi diyerek göğüs ağrısını sorguluyorsun, hayır göğüs ağrısı da yok, kontrol troponin normal, yasa dışı madde de almamış, fena sinirlendin, hasta giderek kötüleşiyor, biliyorum unutmuş olabilirsin ama hiperpotasemi bazen sadece kalbi yavaşlatır, adamı yeni tanı yavaş AF yapar, unutma lütfen.
Ayıp değil: Taraf tutma, hastalıklardan birine daha çok sevgi gösterme, veya şöyle diyelim, demirlenmiş ön yargılarını, yanlı tutumunu sök içinden, boğaz ağrısı/kuruması var bu sefer karşındakinin, tonsillofarenjit tanısı bulutlardan süzüldü bile, D tipi doktor bu, artık tanıyı koydu, saplandı kaldı oraya, asla değişmeyecek yaklaşımı, sürekli su içmek istediğini söylüyor hasta, sen, içince rahatlıyor musun diye anlamsız bir soru soruyorsun, bu sefer de psikojenik polidipsi tanısına saplandı D tipi, illa bir yere takılacak ya, hastanın karın ağrısı başladı, kusuyor şimdi de, kan şekerine bakmak aklına gelseydi, gelmedi, diyabetik ketoasidoz ile tanışırdın, tanılar dinamiktir, değişen veriler ile kararlar güncellenmelidir sayın D.
Yanından geçer: Bilirkişi seni Q3T3 ile suçlayamaz, pulmoner emboli tanısızlığını sorgulayamaz, neden mi, S1Q3T3 bile sadece %20 hastada görülür de ondan, hele hele Q3T3 ile karşına çıkarsa mahkeme, elinin tersi ile itiver mercileri, bu kadar da olmaz ki, atipik başvuru ve tek yarım kanıt ile size geliyorlarsa siz de onlara gidin. Kanıtların geçerliliğidir bizi bağlayan, çorak topraklarda yaşayan baykuşlar değil.
Kadının üç yıl çocuğu olmaz: Şimdi kameramızı karanlık odaya çeviriyoruz, evet, gece görüşünü açtık, her şey net, gündüzden beter ortalık, acil ekibi hastanın uyanmasını bekliyor, ayılmasını da diyebiliriz, allah allah bir türlü ayılmıyor, omuzlarından sarstın, bana mısın demiyor, bildiğin gibi sarhoşun kafa içi kanama hakkı saklı tutulmaktadır.
Ortadasın: SUM mnemoniği neydi, Sarsan başlangıç, Unutulmaz baş ağrısı, Maksimum ağrı. Subaraknoid kanamayı görselledi, sonra bir anda durdu I tipi doktorumuz, beyin cerrahının hastayı ameliyata almasını bekliyor. Çabuk sıkılır I tipi doktorlar, nerde kaldı konsültan diye söylenmeye başladı, tekrar tekrar adamcağızı arıyor, neden başlamadı ki tedaviye, hastanın başını 30 derece eleve edebilir (servikal yaralanma yoksa), nimodipin verebilir (60 mg, bilinç kapalıysa orogastrik tüp ile), mannitol veya hipertonik salin uygulayabilir, antiepileptik başlayabilir (düşük glaskow <8, intraserebral hemoraji), hiperventile edebilir, desmopressin uygulayabilirdi (alkolik, karaciğer yetmezliği veya trombositleri zayıf tiplere) ama yapmadı.
Dönüm noktası: Yürüyen, konuşan, içen hasta taburcu edilir denir. Taburcu edilir ama nasıl işte, hepsi mi, yarısı mı, yoksa dörtte biri mi. Hiç unutmuyorum kanser hastasıydı, odak organı şimdi hatırlamıyorum, yürüttük, konuşturduk, içirdik, vital/lab/X-ray hepsi normal. Gönderdik sokaklara, arresti geldi, hiçbirimiz anlamadık, kanser hastasına altı kat dikkat gerekiyor.
Bölüp ayırma: Diz artroskopisi sonrası göğüs ağrısı, ne güzel çınlıyor değil mi, 15 yaşında, ligde rebound kralı, potadan dönen topları mıknatıs gibi çekiyor kolları, gel zaman git zaman yoruluyor tabii, dizini sakatladı zaten, göğsünün sol tarafında ağrı var demiştik, EKG normal, PA-Akciğer de öyle, rahatladın, neyim var benim diyor rebound kralı. Şöyle özetleyeyim, pulmoner emboli ön tanısı için risk faktörün varsa (cerrahi öykü) patolojiden fakir akciğer grafisi 3 puan kazandırır sana, bazen normal olan korkutur, sessiz kuzular gibi.
Göksel erdem: Pratik olur I karakterine sahip doktorlar, işte size kanıtı. Lokal anestezik verildi, dikiş başladı, hasta bir anda morardı, soluk alıp vermesi hızlandı, ciğerleri dinledin, patoloji kanıtına rastlanmadı, neler oluyor neler oluyor derken stajer doktor methemoglobinemiyi aklına soktu I’nın, hemen internete bağlandı, metilen mavisinin tedavi dozunu öğrendi, 1-2 mg/kg 3-5 dk içinde, 50 mg sınır, ihtiyaç halinde her 30 dk’da bir tekrarlanabilir bu doz, G6PD eksikliği olana verilmez metilen, bu hastalar için askorbik asit var, nerde kaldık, evet, hasta bir anda rahatladı, açıldı, siyanoz pembeliğe dönüştü, I tipi doktorların bu tarafları iyidir işte, kararlarını dinamik alır, suyun üzerinde rüzgarın oluşturduğu şekiller gibi.
Yanlış insanlarla bir aradasın: Aklına geldi, bu güzel, ama yetmez ki, tegretol/fenitoin/barbitürat/teofilin/trisiklik antidepresan zehirlenmelerinde tekrarlayan dozlarda uygulaman gerekirdi aktif kömürü, lityum/ağır metal/siyanid/hidrokarbon/alkol/kostikler ise zayıf bağlanır kömüre, alternatif tedavilerin gündemde olmalı.
Her gün araba kullanma: Garip bir şekilde kalça ağrısı var, geçmiyor, semptomlarına yan ve sırt ağrısı eşlik ediyor, başta söylemedi, sonra anlatmaya başlıyor, impotans yakınmalı, böyle değilmiş daha önce, fizik muayenede femoral nabızlar palpe edilemiyor, yürüyüşleri baldır ağrıları ile sonuçlanıyor, artık söyle ama hastalığın adını, aortailiakların tıkanıklığı ile giden Leriche sendromunun adını.
Bunda kınanacak ne olabilir: Altmış beş yaş erkek, yanı ağrıyor, korku No.1, daha önce böyle bir öyküsü yok, korku No.2, idrarda proteinürisi var, korku No.3, kontrastsız batın tomo normal, ağrı biraz azaldı, hasta eve ulaştı. I tipi yarınki gezi programını hazırlıyor, pizzalar, biralar, görülecek yeni yerler/insanlar, şimdiden 9 kişi katılacağını söyledi, daha aranmamış 16 kişi var, ne güzel ne güzel diye el çırpıyor I, bir anda yüzü asıldı, taburcu ettiği döndü, ağrısı var, bu sefer daha şiddetli, LDH 4X yüksek, kontrastlı tomoda akut renal enfarkt görsellendi, daha önce de dedik şimdi de diyelim, her şey olur.
Dolambaç: Bazen retro gidilir tanıya, obstrüktif akciğer hastalık (KOAH), yoksa kalp yetmezliği mi (KKY), veya her ikisi de, kim bilebilir, hastanın dediği gibi, neyim olduğunu bilsem gelir miydim efendim size gibi bir şey işte, sen de arada kalabilirsin, sayılardan medet umarsın, bazen sadece hastanın kullandığı ilaçlara bakmak tanı yolunu aydınlatabilir, digoksin/KKY, ipratropium/KOAH, yeni değişen tansiyon ilacı/hipertansif atak, göze damlatılan steroid/tüberküloz aktivasyonu gibi.
Onlardan önce kış vardı: Enfektif endokarditin eeeeeennnnnnnn sık komplikasyonu nedir desem ne derdin. Septik emboli, kalp yetmezliği, dalakta apse, mikotik anevrizma veya dur söyleme embolik inme. Bir kere sağ taraf tutulumu daha az görüldüğünden septik embolilerin tümünü geç, mikotik oluşum da saptanabilir ama o kadar da sık değil, kala kala kapak destrüksiyonuna bağlı kalp yetmezliği kaldı elimizde.
Kendini açığa vuran coşku: Avril Lavigne’yi bilir misiniz, hani şu Let Go albümü ile elmas sertifika kazanan, 11 ayda 1 milyonun üzerinde satış yakalayan, hatırladınız mı, güzel, şimdi onun hastalığı Lyme’de sıra. Keneden geçer, ajan borellia burgdorferi, erken ve geç semptomlar ile karakterize, eritema migrans döküntüsü tanısal, total AV blok bile yapar, ruhsal sorunlar cabası, Avril tanı konulamadığı için psikiyatrik semptomlarını şarkılarına yansıtmış, çok satmıştır, aslında şarkıları besteleyen borellia burgdorferidir ama Avril zengin olmuştur. Doksisiklin 100 mg BID 10-21 gün verilseydi o şarkılar da olmazdı, Avril büyük araba alamazdı.
Kınama yok: Daha 34 yaşında, PlayStation’da Dark Souls 2’yi oynuyor, neler yapmış böyle Hidetaka Miyazaki, bekleneni beklenmeyene indirgemiş, zorluk almış başını gidiyor, sıkıntıdan göğsü ağrımaya başladı, eşi, hadi kalk acile gidiyoruz diyor, gittiler bile, sen de doktorsun o gün, risk faktörü yok, aile öyküsü yok, olmaz canım, tabii ki kas ağrısıdır diyorsun, isteksiz isteksiz EKG çekiyorsun, EKG’yi değil anjiyosunu söyleyeyim sana, LAD %100 tıkalı, hastalıklar kitap okumaz ki, beklenilmeyeni bekle, F tipi doktor ol.
Aşağıya kanat çırpar: Addison hastasıydı, trafik kazası sonucu acilde şimdi, anlaşılmayan bir biçimde tansiyon düşüklüğü var, perikard/plevra/morrison/retroperiton temiz, sıvı yok, tansiyonu giderek düşüyor, eksi sayılara doğru yol alıyor, hayal gücü yüksek bir acil doktoru (kardiyak tamponad olabilir), başarısız bir kardiyolog (EKO’da kardiyak tamponad gördü, aslında yok öyle bir şey), yetersiz bilgilerle karar alan bir kalp damar cerrahı ile karşılaşırsa (kardiyak tamponad tanısı ile hastayı yatırdı) sonuç bulanık olur. Addison hastasının stresi karşılayamayan kortizolü düşen tansiyondan sorumluydu.
Başlangıçta güçlük: Rabdomiyolizin köşe taşı tedavisinden bahsedelim, çok fazla seçeneğin yok aslında, dur ben sayıyim, tiyazid ailesi, mannitol, sıvı. Bir seçenekte sıvı yanıtını görürsen büyük ihtimalle doğru yanıt odur. Eski büyüklerin dediği gibi, su iç geçer.
Neredeyse dolunay var: F tipi karaktere sahip doktorlar düşünülmeyeni düşünmeyi sever. Şöyle birkaç örnek verelim @aciltıp.com okuyucularına, geri geri giden kamyonun bip sesi aklına hızlı gonzalesi getirir, pamuk toplama makinası ise zihnindeki Space Odyssey film rezervini canlandırır. Genç erkek hasta, sağ alt kadran ağrılı, ROPdeşambır bulgusu var, R(rovsing), O(obturator), P(psoas) +, al sana hiperakut tarafından apandisit, bundan fazlası şamda kayısı ama F tipi için yeterli değil, illa araştıracak, ilk akla geleni değil sonuncuları hesaplayacak, hayat aslında basittir, insandır onu zorlaştıran.
Sınırsız olanla uyumlu: Kronik konstipe ama cerrahi öyküsü yok. Bu durum her acil başvurusunun taburculukla sonuçlanma nedeni. Bazen, keşke ameliyat olsaydım, belki doktorlar o zaman ileus düşünürlerdi bende diye söylenip duruyor, şimdi sana başvurdu, yapıştırdın soruyu, ameliyat öykünüz var mı, hayır dedi, rahatladın, bir şeyler yapıp taburcu ettin, tekrar karşında, sigmoid volvulusuyla, baryumlu görüntülemede gaga bulgusu var, nekroza giden bağırsak ameliyatı gösteriyor, yaşasın dedi hasta, bundan sonra ameliyat öyküm var.
Ancak biri çıkar da bana göz kulak olursa: Yüzüm uyuştu, kolum tutmadı, konuşmam aksadı (FaceArmSpeech-FAS). Evet dedin, işte inme, çektin beyin tomografisini, Spil Dağ’ını dorukları gibi açık, bulutsuz, difüzyon MR mı, onda da bir şey yok, inanamıyorum diyorsun, açıklaması olmalı, hasta yakını sana, hastamın karnı aç bir şeyler yedirebilir miyim diye sorup duruyor, sen de istediğini yesin diyorsun, benim tanı koymam lazım, rahatsız etme, düşünmeye devam ediyorsun, izole odaya geçtin, karanlık, soğuk yerlerde oldum olası daha iyi düşünürsün, hasta yakını yine soruyor, hastam tekrar acıktı, bir şeyler alsam ona, sen de amma karnı acıkıyor hastanızın diyorsun ve düşünmeye devam ediyorsun, hipoglisemi inme ile karışır.
Yılmamak: Şu cümleleri senden duymak istemezdik. ‘Beyaz küre normaldi, öykü ve fizik muayene böbrek taşını gösteriyordu, X-Ray/Tomo tanısal görsel taşımıyordu, cerrahı çağırmayı düşündüm ama sonra gerekli görmedim, hastanın vitallerinin böyle olduğu bana söylenmedi.’ İleri yaşın özelleşmemiş karın ağrısını taburcu eden klinisyenin sözleri.
İyi davranışın ardından gelen gönül hoşluğu: Her troponin yüksekliği akut koroner sendromu göstermediği gibi normal gözüken EKG’ler de koronerlerin açık olduğunu kanıtlamamakta. F tipinin gözleri fal taşı, normal EKG’nin nasıl da koronerleri tıkayacağını vurgulamak istiyor, troponin gönderdi, bekliyor. Dediğimiz gibi, gizli tanıları sever F tipleri, hasta, göğsüm ağrımaya başladı doktor diyor, F tipi, efendim siz nonQ MI’sınız, EKG’niz anlamlı olmayacak diyor, hasta, galiba kalbim durdu, hayatımı nefesle idame ettiriyorum diyor, F ise bırakın şaka yapmayı henüz ölmüş olamazsınız, troponiniz daha çıkmadı diyor, kalbi duranı mı devretmek istiyorsun diyor hasta, akut miyokard enfarktüslerinin %4’ünün EKG’si normaldir, bunu biliyor F, bilmediği ise göğsü ağrıyan nonQ’nun her an Q’lu olabileceği.
Gökyüzü erkle devinir: X-Ray’i hafife almayınız lütfen. Nabız 102, beyaz küre 17, SIRS bulguları tamam, bir de enfeksiyon odağı bulsa al sana sepsis, yok ama, idrar, PA-Akciğer normal, batın rahat, boğaz iyi, rektal apse yok, dinleme bulgusu var ama görsel olarak kanıtlayamadıktan sonra kim inanır ki sana, bir anda aklına geldi, lateral akciğer grafisi, gerçekten sol alt kapalı, vay be, sepsis tanısı şimdi parladı, X-Ray’i hafife alma, yan grafi iste.
Sevinçli sevinmek demektir: Hepatitli hastada yatış gerektiren durumları hatırlayalım. Ensefalopati, hipoglisemi, PT > 3/ INR > 1.5, T. bilirubin > 30 ama F tipi doktorumuz hastayı hemen yatırmayacak, neden mi bahsediyorum, 78’i 4’e bölmekten tabii ki. Tüm ensefalopati nedenlerini dışlayacak, hastanın yalan söylediğini düşünüyor, antikoagülan yutuyorsun ve söylemiyorsun diyor, venöz kan gazındaki azıcık laktat yüksekliğini ve düşük kan şekerini metformin alımına bağlıyor, bilirubin yüksekliği için de hemoliz yapan nedenleri araştırıyor. Merkezefendi yeni hastaneye taşınmadan yatırsa bari hastayı.
Başka birinin payına düşeni gözetmeyen: Geçenlerde kim korkar hain kurttan filmini izliyorum, hani şu 1966 yapımı olan, kara mizah tadında, vay be diyorum, ne konuşmalar, içerikli yaklaşımlar derken Wolf Parkinson White (WPW) geldi aklıma, hemen filmi durdurdum. AF+WPW’li hastam vardı, elim AV nod blokerlerine gitmişti ama o kadar işte, daha fazla değil, neyse ki hastanede elektrikler kesik değildi ve şunu söylemek istiyorum, bu tip hastalara amiodaron bile vermeyin dostlarım, sadece şoklayın.
Metnin Sözleri
Acil Tıp Doktorunun Vazgeçemediği 44 Hata Serisi 22(9)-23(11);2017.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa