Antideprasan İlaçlar
On yıllardır kullanılmaktadır. Trisiklik antidepresanlar (TCA) ve monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) gibi eski antideprasanlar etkindir, faka ciddi yan etki veya ölüm potansiyeline sahiptirler. Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) şimdilerde daha baskın antideprasanlardır.
SSRI’lar, fluoksetin, sertralin, paroksetin ve fluvoksamini içerir. Sitokrom P450 enzimleri ile metobolize olurlar. SSRI’lar benzer yolla karaciğerden metabolize olan diğer ilaçların düzeylerini değiştiren bu enzimleri inhibe edebilirler. Bunun için bir SSRI ve teofilin ve varfarin gibi diğer ilaçlar birlikte alınacağı zaman önlem alınmalıdır.
SSRI doz aşımı genellikle basit semptomlara sebep olur, ancak bazen öldürücüdür. Aynı zamanda, titreklik ve deliryumun belirgin olduğu serotonin sendromu riski taşırlar. Bununla birlikte, bu durum MAOI’larla görülenden daha az sıklıkla meydana gelir. SSRI aşırı dozunun semptomları, bulantı, kusma, taşikardi, baş dönmesi, uyuşukluğu içerir. Nöbet, koma ve ölüm mümkün, fakat nadirdir. Tedavi gözlemeyi ve destekleyici önlemleri içerir. Gastrik lavaj ve aktif kömür uygulaması için hastanın bilinç düzeyi ve alımdan sonra geçen zaman temel alınır.
Venlafaksin (Effexor) ve mirtazapin (Remeron) gibi daha yeni ajanlar, SSRI’lar gibi göreceli olarak güvenli ajanlardır. Doz aşımının genel semptomları uyuşukluk ve sinüs taşikardisini içerir. Bu ilaçların doz aşımı olan hastalar genellikle yalnızca gözlem ve destekleyici tedaviye gereksinim duyarlar. Bununla birlikte iki istisnaya dikkat edilmelidir. 600 mg’dan büyük dozlarda sitalopram nöbetlere ve kardiyak ileti anormalliklerine sebep olur. Bu ilaçlardan yüksek dozda alan bir hasta yoğun bakım bölümünde monitörizasyon gerektirir. Keza, buproprion, bulimniya nervozalı olgularda ve yüksek dozlarla doz aşımı olanlarda nöbetlerle bağlantılı olabilir.