Minör aciller
‘Bilmiyorum, kendimi suçlu hissediyorum’
Fahrenheit 451
- Solunum sayısı artan hastanın: kan karbondioksit değeri erken dönemde azalacak/veya normal olacaktır. Aynı hasta birkaç dakika sonra tip 2 solunum yetmezliği (hiperkarbi) sebebiyle bilincini, ardından solunum yolu güvenliğini kaybedebilir. Bu bilgiye sahip olmak öldüren acilleri öldürmeyen acillere dönüştürmede başarıyla kullanılan nazal kanül/yüz maskesi/geri solumasız maske/non-invaziv ventilasyon ve trakeal entübasyon gibi silahları, hasta hipo-normokarbik bile olsa, aklımıza getirmeli.
- Distonik ilaç reaksiyonu: Antipsikotik kullanan hastalar zihinsel sorunlarının yanında ciddi ilaç yan etkileri ile yaşar. Klinisyen mortalite içeren süreçlerden tat kaçıran reaksiyonlara kadar ilaç yan etki profillerine hakim olmalıdır. Boynu ve gözleri deviye, dili dışarıda hasta görürseniz anlayın ki bu hasta Japon Halk Dansı icra etmiyor aksine distonik ilaç reaksiyonu altında eziliyordur. İntravenöz yol ile uygulanacak 2 mg benztropin veya 25 mg difenilhidramin işleri yoluna koyacaktır.
- Vazovagal Senkop: Sen-kop, ben-kop- o-kop gibi çeşitli adlar altında konuyu genişletelim. İyi huylu nedenlerin yanında hastalarınız hırçın etiyolojiler ile de kendilerinde geçebilir. Ortostatik nedenlisinden tutunda, nörolojik veya kardiyak kökenlisine, psikiyatrik nedenli olanını bir kenara koyunda, Brugada sendromu gibi mortaline, aortik diseksiyon gibi fecisini katlayın da, pulmoner emboli gibi gizlisine veya ektopik gebelik gibi hiç istenmeyen nedenler ile senkop hastası karşımıza çıkabilir. İleri yaş hastalarında tetkikleri geniş tutabilirsiniz.
- Halsizlik: Acil tıp asistanının en gıcık olduğu hasta semptomu halsizliktir. Sürekli nöbet tutmaktan kronik halsiz olan asistan, bu semptomu tarifleyen hasta ile karşılarsa bir anda küplere biner. Halsizlik yapan ve dikkat edilmesi gereken hastalıklar vardır. Guillain-Barre Sendromu/botulizm gibi. Geriatrik popülasyonda miyokard infarktüsünün halsizlik yapabileceği akılda tutulmalıdır.
- Hordeolum: Hastanın göz kapağında nohut benzeri ele gelen kitlesel oluşum var ise bilin ki bu Hordeolumdur. Bay Hordeolum topikal veya sistemik (sistemik yayılım var ise) antibiyotiği, ılık suyu ve göz konsültasyonunu sever.
- Epistaksis: Burnum bile kanamadı denir ama kanadımı da ortalık birbirine katılır. Vücudun en önde gidenidir, asil bir duruşu vardır, nefes almak için gereklidir ve kozmetik değeri olduğundan miktarından bağımsız önemlidir. Burnu kanayan hastanın hemen koluna yapışıp tansiyonu ölçülür ve yüksek saptanır ise (kanamalı hasta korku içinde olduğundan zaten yüksek saptanacaktır) hastanın hemen tansiyonu düşürülmeye çalışılır ancak bu gereksizdir. Tansiyonu rahat bırakın dostlarım, o değerle işimiz yok. Burun kanatlarına on dakika spanç ile baskı kanamanın kontrolü için genellikle yeterli olur. Vazokonstriktör ile bezeli pamuk, tamponlama özelliği olan şerit şeklinde bez veya epistat nazal katater kanama için ileri önlemlerdir.
- Nazal fraktür: Nazal fraktür tanısı fizik muayene ile konulur, kan değeri veya radyolojik tetkik ile tanıya gidilemez. Burnu kırılan hastanın serum kreatinin değeri kırk sekiz saat içinde ikiye katlanmaz örneğin. Nazal kemikte ele gelen krepitasyon kırık belirtisidir. Aciliyeti yoktur, 5-10 gün içinde redükte edilebilir. Fraktürlü laserasyon ise açık kırık olarak düşünülmeli, KBB konsültasyonu istenmeli, antibiyoterapi uygulanmalıdır.
- Otitis media: Hiçbir doktor bu tanıyı sevmez ancak nedense tüm kulak ağrılarına bu tanı konur. Timpanik membran üstünde disko topu bulgusu (ışık üçgeni) aranmalı, hasta öksürtülerek timpanik membranın tatlı tatlı seyirtilmesi sağlanmalıdır. Bombe yapmış ve disko topsuz bir kulak zarı her an yırtılabilir, tedavi altına alınmalıdır. Kulak kafanın içinde olduğundan enfeksiyonu durumunda menenjit yapabileceği bilinmeli, ayırıcı tanıda bu kötülük akılda bulundurulmalıdır.
- Ayak bileği çıkığı: Spor yaralanmaları, trafik kazaları gibi yüksek enerjili travmalar sonucu görülür. Erken redüksiyon nörovasküler yaralanmayı önler. Genellikle bağ yırtılması zemininde saptandığından redüksiyon sonrası ileri inceleme yapılmalıdır.
- Diş cerrahisi sonrası kanama: Hastaya ilk önce sorun bakalım, kan inceltici kullanıyor mu. (coumadin, aspirin, plavix) çünkü genellikle bu hastaların olmayan dişlerinin ardından kan ağlar. Aristoteles’ten beri yapılan kanama tedavisi olan üstüne pamuk baskısı ile menümüze başlayalım; geçmedi mi ,o zaman %2 lidokain içirilmiş pamuk devrede, yine mi kan ağlıyor, o zaman hemcon diş bezi emrinizde, alternatif yaklaşım ise cyklokapron 25 mg/kg ‘dan hastaya içirmek.
- Oral kandidiasiz: Bol sigara içip, sakız çiğneyen, sadece fast-food tüketen, diyabetik hastalarda, hematolojik malignensisi olanlarda, baskılıbağışıklarda, steroid, antibiyotik veya sitotoksik kullananlarda görülür. Topikal tedavide mycostatin 100.000 U/mL-1 ml, sistemik hastalığı olanlarda flukanazol günde 100 mg/14 gün oral kullanılmalıdır.
- Temporomandibuler eklem hastalıkları: Çıkığı vardır, kırığı vardır, büyük eklem redüksiyonudur. Travmatik çene çıkığı ile karşılaşırsanız yüz kemiklerinde kırık arayın, bilateral dislokasyon durumunda gözünüz hastanın havayolunda olsun, her an kapanabilir. Çene redüksiyonu sonrasında yumuşak servikal collar çene eklem hareketini sınırlayacağı için erken dönemde kendiliğinden çıkışları önleyecektir. Hastayı çene cerrahına yönlendirmeyi unutmayın.
- Konstipasyon: Bol miktarda gıda tüketimine sağlıklı sindirim eşlik etmiyor ise hayattan katiyen zevk alamazsınız. Her konstipe hasta ileus olmayacağı gibi, gaz-gayta deşarjı tanımlayan hastalarda da ileus olmayacak diye bir şey yoktur. Geçirilmiş cerrahi öyküsü olan hastalar konstipasyon durumunda özel itina ile tetkik edilmelidir. Lavmanın işe yaradığı pek görülmediği gibi megakolonu perfore edebilir. Magnezyum sitrat 300 mg, dulcolax 15 mg hastalara reçete edilebilir. Konstipe hastada korkmanız gereken durumlar: Kilo kaybı, gayta kalibrasyonunda incelme (kanser), ateş (ülseratif kolit), demir eksikliği anemisi (kanser), stres kırıklarıdır (çölyak hastalığı-malabsorbsiyonun göstergesi).
- Yüzde 70 ve altı oksijen satürasyonu: size kardiyak disritmi/hemodinamik instabilite/hipoksik ensefalopati/kardiyak arrest ve öldüren acil olarak geri dönebilir ama bu durumu öldürmeyen acil haline getirmek elimizde. Üstelik entübasyon prosedürü süresince hastaların daha da oksijenden fakir kalma riskleri her zaman saklı. Geri solumasız maske/BİPAP diğer silahlarımız. Dik oturan hastanın supin pozisyondaki hastadan oksijeni özümseme noktasında daha avantajlı olduğunu biliyoruz. RSI (hızlı)/DSI (yavaş)/KSI (ketamin) ardışık entübasyonlar ise öteki alternatifleri oluşturmakta. DSI preoksijenasyonun en az 3 dk tutulduğu durumlarda kullanılmakta iken KSI entübasyon sırasında kendi soluk alma mekanizması korunmuş ketaminli hastalara vurgu yapıyor.
Öldürmeyen
Minor emergencies
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa
Ölüm, demek şimdi fellik fellik beni arıyordu…Ama burada bir tuhaflık vardı. Aradan bir müddet geçince halimi gördüm. Bu gariplik neden ileri geliyordu, ben de bilemiyordum… Epey zamandan beri yapmadığım bir işi yaptım; aynanın karşısına geçip suratıma baktım…Bu suratta bana sırıtıyordu… Kendi görüntüme bakarken ‘ikinci ben’ imi hatırladım. Fakat çok şükür aynada, Almanların Doppelgeanger dedikleri ‘ikinci ben’ ime, yani ‘ikinci kişiliğim’ olması gereken bir başka görüntüme rastlamamıştım… Şu anda Erzurum sinemasında aktör olan arkadaşım H.’nin karısı, bir defasında benim de ikizimi Elazığ Kraliyet Tiyatrosu’nun koridorlarında görmüştü. Yine bir gün, bacağı sakat bir çevirmen arkadaşım vefatından önce, benim ‘ikinci ben’ imi Malatya’da ki tütüncüde gördüğünü söylemişti… Demek ki, ‘Ölüm’ gelecek bile olsa bana değil ‘ikinci ben’ ime gelecekti…
– Bu saklı yazı Ryūnosuke Akutagawa’nın Çarklar adlı öyküsünden alıntılanarak kaleme alınmıştır.