Cadılar Bayramı
’17 Mart 1985′
Çete
Korku
Öcü: Duvarlara dokunuyorum, soğuk alçılar elime bulaşıyor, duvar yeni boyanmış, yazılar yazılmış. Aydın yazıyı sesli okuyor, Kachina, kadın bize baktı. Adını öğrendik ama yüzünü göremiyoruz. Ev pastoral tablolarla dolu. Resimdeki buğdaylar kendiliğinden büyüyor. Kachina’nın su böreği tutan eli baltaya dönüştü, bize doğru koşmaya başlıyor.
Shinigami: Daha derinler bana el sallıyor. Kum çamur oldu, nem arttı. Tünelin derinliklerinden geçmiş sesleniyor. Artık elimle toprağı kazmaya gerek kalmadı. Çoktan çukura yerleşmiş yaşanmışlıklar. Tüm kasabanın tarihi çukurda yedeklenmiş sanki. Şimdi de ananemi görüyorum, yemek hazır diye beni çağırıyor. Burada zaman geriden sarıyor, aynılıklar zaman aşımı ile tekrar yaşanıyor.
Grendel: Odaya giriyorsun ve kapı kapanma sesi duyuyorsun ama sanki ardından birçok kapı daha kapanmaya devam ediyor. Kapı kolunu kontrol edeyim derken kapının biraz daha pencereye yaklaştığını görüyorsun. Her halde tükendim, acil beni yordu, tüm bu hissettiklerim algı yorgunluğu diye düşünüyorsun ve yüzünü yıkamak için banyoya gidiyorsun.
Cadı
Kappa: Deniz kabukları topluyorum. Seslerini dinlemek bana zevk veriyor. Hastalık gibi bir şey bu. Neyse daha fazla lafı uzatmayayım. Yine öyle bir gece, rüzgar, hafif yağmur. Suların çekilme zamanı kabuk toplamak için okyanusa gittim. Paçaları sıvayıp işe başladım. İlk başta anlamadım suyun altındakini.
Harpia: Cezam bu kadar ağır olmamalıydı. Çölde ne işim vardı. Atın başına asılı su ise ne ona ne de bana yetecek. Zaten suyu kimse içemeyecek. Neyse ki taşınabilir ultrasonumu almadı, belki bir işe yarar demek istiyordum ama bu hayaldi. Dur bakıyim, bu sesler de neydi. Nece konuşuyordu bunlar. Türkçe hem de. Seslenen kadın sesleriydi.
Stheno: Hasta yakınları birinci acilde içeri alınmıyor ama kızımızda şeytan tüyü var, girdi acile. Hasta hakkındaki bilgiler görüşme odası aracılığı ile hasta yakınlarına tek tek bildiriliyor. İkinci acil mi, dostlarım bunu yazmak istemiyorum, Gulf Stream akıntısının buharı hiç kalır.
Şeker
Gulyabani: Her şey ama her şey şekere dönüşür. Su içsem yarıyor gibi. Vücut şekerle baş edemez ise ketonun olur. Keton arsızdır, yerinde duramaz. Asidoz yorganın altından bakar, tüm bunların toplamı boş evin kapısını çalar ama evde kimse yoktur.
Ogre: Hiperosmolar nonketotik sendrom bize darılır kaptanlar, bir iki cümle ister. Diğer iki hastalığa göre daha yüksek kan şekeri ile seyreder, serum osmolaritesi artmış olup keton ortalıkta yoktur. Yavaş ilerler, yalnız yaşayan diyabetik ileri yaşların hastalığıdır.
Borg: Otonomik semptomlar titreme, taşikardi ve terleme. Nöroglikopenik semptomlar ise konfüzyon, nöbet ve koma. Ancak bazı hastalıklar kitap okumadığı için klasik semptomlar görülmeyebiliyor.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa