• Resusitasyon
  • Travma
  • Ultrason
  • İLETİŞİM
Pazar, Mayıs 18, 2025
  • Giriş
  • Kayıt
Sonuç yok
Tüm Sonucu Gör
aciltıp.com
  • Anasayfa
  • Resusitasyon
  • Toksikoloji
  • Travma
  • Kardiyak Aciller
  • Radyoloji
  • COVID 19
  • Tıpunk
  • Bloglar
  • Anasayfa
  • Resusitasyon
  • Toksikoloji
  • Travma
  • Kardiyak Aciller
  • Radyoloji
  • COVID 19
  • Tıpunk
  • Bloglar
Sonuç yok
Tüm Sonucu Gör
aciltıp.com
Sonuç yok
Tüm Sonucu Gör

Organofosfat zehirlenmesi ve tedavisi

yazan AYDIN SARIHAN
14/07/2013
içerik Toksikoloji
Reading Time: 12 mins read
290 12
A A
1
organofosfat
453
Paylaş
15.1k
görüldü

Organofosfat zehirlenmesi

Diazinon, orten, malation, paration ve klorpirofos organofosfat grubunda yer akan ilaçlardır. Organofosfatlar  endüstride, tarımda ve evlerde özellikle böcek ilaçlarında pestisid olarak yaygın kullan toksik kimyasal maddelerdir.  Organofosfatlar asetilkolinesteraz enzimine geri dönüşümsüz bağlanarak etkisiz hale getirir.  Asetilkolinesterazın etkisiz hale gelmesiyle kolinerjik reseptör bölgelerinde asetilkolinin birikmesine neden olur. Aşırı asetilkolin parasempatik sinir uçlarında, bazı sempatik sinir uçlarında ve nöromuskuler bileşkede kolinerjik iletiyi başlangıçta stimüle, daha sonra ise paralize eder. Santral sinir sistemine geçerek kolinerjik iletiyi paralize eder.

Organofosfat zehirlenmesinde klinik bulgular

Organofosfor
Kolinerjik etkinin ilk bulgu ve semptomları genellikle muskariniktir. Abdominal kramplar, kusma ve diare gastrointestinal semptomları oluşturur. Akut zehirlenmelerde hastalar genellikle ilk 8 saatte, tamamı ilk 24 saatte semptomatiktir. Bazı olguda, kolinesteraz inhibisyonundan bağımsız dirençli reaktif havayo­lu hastalığı rapor edilmiştir. Asıl solunum sistemine etkisi bronşial sekresyonlarda artma, bronkokonstrüksiyon, dispne ve bazı vakalarda pulmoner ödem’dir. Dolaşım ve solunum; sisteminin baskılanması ile birlikte olan koma görülebilir.
Lakrimasyon ve salivasyon artar. Myozis oluşur. Bazen önce midriyozis gözlenir. Bradikardi ve üriner inkontinans oluşabilir.
Kolinerjik fazlalığın santral sinir nörolojik belirtileri anksiyete, hu­zursuzluk, tremor, baş ağrısı, baş dönmesi, konfüzyon, deliryum, halüsinasyon ve nöbetlerdir.
Saldırgan davranışlar görülmüştür. Otonomik sinir sisteminin parasempatik dal­larındaki asetil kolinesterazın inhibisyonunda görülen bulgular 3 mnemoniğin (anımsatıcı) baş harfleriyle tanımlanmıştır: SLUDGE ve Killer Bees (Öldüren B’ler) ( Salivasyon, lakrimasyon,, ürinasyon, defekasyon, gastrointestinal kramplar, emesis )

  SLUDGE/BBB

  •  S = Salivation
  •  L = Lacrimation
  •  U = Urination
  •  D = Defecation
  •  G = GI symptoms
  •  E = Emesis

Öldüren B‘ler Bradikardi, bronkore, bronkospazm külasyonlarına, kramplara ve kas güçsüzlüğüne neden olur. Bu sendrom paraliziye ve arefleksiye ilerleyip, nöbet aktivitesinin tanınmasını zorlaştırabilir. Solunum kaslarının paralizisi, akut solunum yetmezliği­ne ve ölüme neden olur. Miyozis ve kas fasikülasyonları organofosfat zehirlenmesinin güvenilir bulguları olarak düşünülür.

  • B = Bronchorrhea
  • B = Bronchospasm
  • B = Bradycardia

DUMBELS,

  • D = Diarrhea and diaphoresis
  • U = Urination
  • M = Miosis
  • B = Bronchorrhea, bronchospasm, bradycardia
  • E = Emesis
  • L = Lacrimation
  • S = Salivation  minemonikleri ile hatırlanabilir.

Miyozis ciddi zehirlenmelerde en karekteristik belirtidir ve geç ortaya çıkabilir.

Nikotinik bulgular;  Asetilkolin, sempatik ganglion ve adrenal medullamn nikotinik re­septörlerindeki presinaptik nörotransmitterdir. Aşırı uyarılması sonu­cunda kızarıklık, midriasis, taşikardi ve hipertansiyon görülür. Genel­likle parasempatik uyarı baskındır, fakat karışık otonomik etkiler sıkça görülmektedir. Başlangıçta fazla kolinerjik uyarı fasikülasyonları stimüle eder, bunu takiben çok hafif veya tam paralize kadar değişen zayıflık oluşur. Hava yolu sekresyonlarında artma ve solunum kaslarında zayıflık, hızla solunum yetmezliği oluşturabilir ve sıklıkla acil entübasyon gerekir.
Sadece organofosfatlar santral sinir sistemi toksisitesi oluşturur bu tabloda ajitasyondan tam deliryum ve komaya kadar değişebilen konvulsiyonlar da oluşabilir.

İntermediate  sendrom (Orta sendrom)

Organofosfatlara maruz kaldıktan 12 saat veya 7 gün sonra boyun ve ekstremite paralizisi ile seyreden bir ara sendrom tanımlanmıştır. Maruziyet sonrası %20 görüldüğü bildirilmiştir. Bunun, esterazın inhibisyonu sonucu oluştuğu düşünülür ve methamidophos, trichlorfon ve leptophos ile oluşur. Boyun fleksör kaslarında, kraniyal sinirlerin uyarıldığı kaslarda, ekstremite proksimal kaslarında ve solunum kaslarında paralizi görü­lebilmekte ve solunum desteğine ihtiyaç duyulabilmektedir. Elektromiyografi tanı koymaya yardımcıdır. Agresif, erken antidot tedavisi ve destekleyici önlemler ciddi bir sendrom gelişmesini önleyebilir veya gelişmişse iyileşmesini sağlayabilir. Belirtiler genellikle 5 ila 18 gün arasında düzelir.

Organofosfatın tetiklediği gecikmiş nöropati, akut zehirlenmeden 1-3 hafta sonra meydana gelmektedir. Bu miks sensörimotor sendrom nöropatik hedef esterazın inhibisyonundan dolayı oluşur, kas krampları ile başlar, güçsüzlük ve paraliziye ilerler ve Guillain-Barre Sendromunu taklit edebilir.
Akut organofosfat zehirlenmesi sonrasında geri dönüşümsüz nöro­lojik ve nörolojik davranışsal sekeller, nöropsikiyatrik defisitleri ve paralizileri içermektedir.
Yağda çözünen birçok organofosfat acil zehirlenme belirti­leri göstermese de, gecikmiş sekellere neden olabilmektedir.
Düşük evreli kronik organofosfat maruziyeti, çiftlik çalışanlarında, pestisid üretim tesisi işçilerinde, pestisid imha edicilerinde ve kolinerjik oftalmolojik ilaç alan hastalarda görülebilmektedir. Belirtiler ve bulgular daha az dramatiktir ve spesifik değildir, çeşitli derecelerde baş ağrısı, bulantı, halsizlik, ishal, veya yorgunluk ve belirsiz bir kolinerjik sendrom görülebilir. Kronik maruziyette nöropsikiyatrik etkiler tanımlanmıştır. Bilişsel fonksiyon bozuklu­ğu, hafızada bozulma ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar görülebilir.
Çocuklar, daha küçük boyutlara ve daha düşük kolinesteraz aktivitelesine sahip olduğundan, toksisite açısından daha yüksek riske sahiptir.
Kimyasal savaşlarda kullanılan soman, sarin, tabun ve VX gibi sinir gazları organofosfat içerikli inaktif asetilkolinesterazlar dır.
Bunlar hızlı etkili ve çok baskın ajanlar olup ölüm inhalasyon veya ciltle temastan dakikalar sonra olmaktadır. Somanın yaşlanması için dakikalar gerekir, antidot vermek için çok kısa bir zaman aralığı vardır.

Organofosfat zehirlenmesi tanısı

Organoforfaz zehirlenmesinde tanı; öykü, toksidrom bulguları, laboratuar kolinesteraz testleri ve spesifik bileşiğe ait özel laboratuar testleri ile konur.  Karakteristik bir hidrokarbon veya sarımsak benzeri koku tanı yardımcı olabilir. Fonksiyonel plazma ve eritrosit kolinesteraz testleri, tanı için ayrım sağlar.

Pralidoksim yaşlanma meydana gelmeden önce verildikçe, plazma kolinesterazının maruziyetten önceki düzeyine gelmesi 4 ila 6 haftayı, eritrosit asetilkolinesterazın eski düzeyine dönmesi 90 ila 120 günü alır.

Organofosfat zehirlenmesi olan hastalarda plazma kolinesteraz düzeyinin prognostik değeri düşüktür ve düzey ile gerekli olan atropin miktarı veya mekanik ventilasyon ihtiyacı arasında korelasyon yoktur.

Plazma kolinesteraz düzeyleri, genetik varyantlarda, kronik hastalık durumlarında, karaciğer fonksiyon bozukluğunda, sirozda, malnütrisyonda ve düşük albümin düzeyinin olduğu durumlarda, neoplazmlarda, enfeksiyonlarda ve gebe­lerde düşük seyreder.

Eritrosit asetilkolinesterazı, eritrositlerin dolaşım­ sürelerini etkileyen hemoglobinopati gibi durumlardan etkilenir. Rutin laboratuar tetkiklerindeki anormallikler tanısal değildir, fakat pankreatit, hipoglisemi veya hiperglisemi, lökositoz ve anormal karaciğer fonksiy­on bulgularını içerebilir.

PA Akciğer grafisi; Birçok olguda akciğer grafisinde pulmoner ödem görülmektedir.

EKG; anormal olabilir ve zehirlenmenin derecesi ve sonucu ile ilişkili olabilir. Ventriküler ritim bozuklukları, torsades de pointes ve idiyoventriküler ritim, atriyoventriküler blok ve QT intervalinde uzama sık görülen EKG bulgularıdır. Uzamış QT. intervali organofosfat zehirlenmesinin mortalitesi ve ciddiyeti ile ilişkilidir.

Elektromiyografi; nöromüsküler bileşkedeki asetilkolinesteraz inhibisyonunu tanımada ve ölçmede kullanılabilir. Muskarinik, nikotinik ve santral nörolojik hastalık belirtilerinin baskınlığına ve zehirlenmenin ciddiyetine bağlı olarak ko­llierjik toksidrom değişebilir. Santral sinir sistemi anormallikleri olsun veya olmasın fasikülasyonların varlığı organofosfata maruz kalmayı kuvvetle düşündürür. Tarım veya diğer pestisidlerle uğraşan meslekler özellikle yüksek risk altındadır.

Akut fazda hiçbir test organofosfat toksisitesini tanımlayamaz.

Organofosfat zehirlenmesi tedavisi :

Tedavi, havayolunun kontrolü, yoğun solunum desteği, genel destekleyici önlemler, dekontaminasyon, emilimin önlenmesi ve anti­dot tedaviden oluşmaktadır.  Tedavinin başlanması için asetilkolinesteraz düzeyleri beklenmemelidir. Tedavi klinik bulgulara göre yapılır. Organofosfatlar eritrosit kolinesterazı ve plazma psödokolinesterazını deprese eder. Eritrosit kolinesterazı, sinir dokusu, beyin ve eritrositlerde bulunur. Toksisitede plazma psödokolinesteraza göre daha iyi bir belirleyicidir. Plazma kolinesteraz bir karaciğer proteinidir. Eritrosit kolinesterazında %50 veya daha fazla azalma hafif toksisite ile uyumlu iken, %90 azalma ağır toksisiteyi gösterir.

Tedavi edilmeyen organofosfat zehirlenmesinde enzimin rejenerasyonu 1-3 ayı bulur. Akut durumda, kusma ve diaresi olan hastalarada elektrolitler, pulmoner semptomları olanlarda arteriyel kan gazı veya perkutan O2 saturasyonu faydalı labaratuvar araştırmalarıdır. Pulmoner tutulumu olanlarda göğüs grafisi endikedir.

Hasta yönetimi:
Organofosfat toksisitesi izole gastrointestinal tutulumdan, fulminan respiratuvar yetmezliğe kadar değişik tablolarda olabilir. Stabilizasynun en önemli noktası yeterli oksijenizasyon ve ventilasyonun sağlanmasıdır. Ağır bronkospazm, koyu sekresyon veya solunum kası zayıflığı olanlarda antidot etkisini gösterene kadar acil entübasyon ve  ventilasyon endikedir.

Organofosfat dekontaminasyonu

Sağlık çalışanlarının sekonder kontaminasyonu, hasta resüsitasyonu süresince önlenmelidir. Neopren veya nitritli eldivenler lateks eldivenlere tercih edilmelidir. Koruyucu elbise ve eldivenler giyilmelidir. Zehirlenme şüphesi bulunan hastalar, kontamine çevreden uzaklaştırılmalıdır. Tüm kıyafetler ve aksesuarlar hızlıca çıkartılmalı, plastik bir torbaya konulmalı ve tehlikeli atık olarak atılmalıdır.  Hasta bol sabunlu suyla dekontamine edilmeli ve mümkünse daha sonra sulandırılmış etanolle yıkanmalıdır Hastanın cildi hafif bir deterjan ve su ile hızlıca dekontamine edilmelidir. Dekontaminasyon saçlı deriyi, saçları, tırnakları, deriyi, konjonktivayı ve cilt kıvrımlarım içermelidir. Vücut sıvıları kontamine olduysa tedavi edilmelidir. Cildin irritasyonundan ve abrazyonundan kaçınılmalıdır. Kirlenmiş atık su da tehlikeli maddeler gibi imha edil­melidir. Kirlenmiş aletler klorlu çamaşır suları ile temizlenmelidir.
Hastalara oksijen verilmeli, kardiyak monitorizasyon ve nabız oksimetre takılmalıdır. Aşırı havayolu sekresyonu ve bronkospazmı olan hastalarda geri solumasız maske ile %100 oksijen verilmesi antidot tedavi sırasında ventriküler ritim bozukluğu gelişme riskini azaltmaktadır. Na­zikçe yapılan aspirasyon, hipersalivasyon, bronkore veya kusmaya bağlı gelişen havayolu sekresyonlarının temizlenmesine yardımcı olur. Koma, nöbetler, solunum yetmezliği, artmış solunumsal sekresyonlar, ciddi bronkospazm endotrakeal entübasyonu gerektirmektedir. Nöromuskülerr blokaj gerektiğinde, depolarizan-olmayan bir ajan kullanılmalı. Süksinilkolin plazma kolinesteraz tarafından metabolize edildiğin­den, paralizi süresinin uzaması ile sonuçlanabilir. Serum Kolinesteraz ölçümü için kan alınmalıdır. Hipo­tansiyon öncellikle izotonik kristalloid bolusları ile tedavi edilmelidir. 10-20 ml/kg dozlarda bolus kristaloidler yeterlidir.
Mide lavajı, iyi sonuçlara neden olduğuna dair destekleyici kanıtlar olmamasına rağmen, özellikle Asya’da organofosfat alımlarından sonra yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazen belirtiler alımdan sonra hızlıca açığa çıkar, fazla miktarda alıp 2 saat içinde başvuran hastalarda mide avajınm yararlılığı pek fazla değildir.
Aktif kömür kullanımı bazen öne­rilmektedir, çünkü organofosfatın in vitro bağlanmasını sağlamaktadır, ancak hastalara tek veya çoklu doz aktif kömür uygulamasının sonuca katkısı hakkında kanıt bulunmamaktadır.

Aktif Kömür

Gastrointestinal yolda kalan toksini absorbe etmek için aktif kömür verilir ancak aktif kömürün kanıtlanmış yararı yoktur.

  • Aktif kömür karışımı hazırlama oranı:    250 ml su + 30 gram Aktif kömür
  • Yetişkinlerde (12 yaş üstü): 25 gramdan 100 grama kadar,
  • Çocuklarda (1 – 12 yaş): 25 gramdan 50 grama kadar,
  • İnfantlarda (1 yaş altı): 1 gram/ kg uygulanır.

İdrar alkalinizasyonun kanıtlanmış yararı yoktur.

Organofosfat zehirlenmesi Antidot tedavisi :

Atropin ve pralidoksim organofosfat zehirlenmelerinde kullanılan önemli antidotlardır.

Atropin

Organofosfat toksisitesinde muskarinik etkilerin antidotu atropindir. Santral sinir sistemi bulgularını hafifletir. Başlangıçta 0.05 mg/kg endikedir. Atropinin etkisi 3 – 4 dakika içinde başlar ve 12 – 16 dakikada da maksimum etkiye ulaşır. Atropin dozu, bol miktardaki trakeabronşiyal sekresyonlar azalıncaya kadar titre edilebilir, bunun için çok miktarda atropin gerekebilir. Pu­pil dilatasyonu tedavinin uç noktası için bir gösterge değildir. Atropin taşikardi yüzünden kesilmemelidir, taşikardi sekresyonlar, solunum kasları paralizisi veya gangliyonik stimülasyonun neden olduğu hipoksi nedeniyle olabilir.

  • Yetişkinlerde: Başlangıç dozu:   1 mg < IV  bolus olarak
  • İdame doz:  2 – 5 mg IV  10 – 15 dakikalık aralarla,
  • Çocuklarda: Başlangıç dozu:   0.01-0.04 miligram/kg  IV (asla <0.1 miligram olmamalı)
  • İdame dozu: 0.02 – 0.05 mg / kg IV  her 10 – 15 dakikalık aralarla,

İV yol mümkün olmadığında, İM olarak 6 miligram atropin uygulanabilir. Normal ola­rak, atropinin bu dozu, antimuskarinik belirtiler oluşturmalıdır; bundan dolayı, bu test dozundan sonra antikolinerjik belirtilerin olmaması, orga­nofosfat zehirlenmesinin bir belirtecidir. Atropin dozu her 5 dakikada bir muskarinik belirtiler azalıncaya kadar tekrarlanmalıdır. Masif alımlarda sekresyonları kurutacak doz yüzlerce miligramı bulabilir ve uzamış teda­vi gerekebilir.
Haftalar boyunca atropin infüzyonu verildiği bildirilmiştir. Yetersiz atropinizasyon, tedavi başarısızlığına neden olabilir. Alternatif antikolinerjik ajan ilaç ise yüksek doz difenhidramindir.
Nebülize atropin veya ipratropium uygulaması pulmoner belirtileri iyileştirmede kullanılabilir. Fakat ipratropium ve glikopirrolat kanbeyin bariyerini geçmediğinden, santral sinir sistemine ait belirtilerin tedavisinde etkili değildir. Önemli olarak, atropin, kas güçsüzlüğünü geri döndürmez.
Bazı vakalarda yüksek atropin dozları gerekir. Taşikardi kontraindikasyon oluşturmaz. Atropin tedavisi  en az 24 saat devam etmelidir. Endotrakeal veya nebulize ipratropium bromid ( 0.5 mg her 6 saatte bir ) uygulamasıda sekresyonların kurutulmasında yardımcı olabilir.

Pralidoksim  ( 2- PAM veya Protopam )

Pralidoksim, fosforile asetilkolinesterazı rej enere ederek asetilkolinesterazı eski haline geti­ren ve kalan organofosfat moleküllerini detoksifıye ederek zehirlenme­yi önlediği görülen spesifik bir antidottur. Klinik olarak, pralidoksim muskarinik, nikotinik ve santral nörolojik belirtileri iyileştirmektedir.
Pralidoksim yaşlanma meydana gelmeden önce verilirse kas paralizisini geri döndürebilir. Mümkünse kan kolinesteraz düzeyi için örnek prali­doksim uygulamasından önce alınmalıdır, ama önemli olan pralidok­sim tedavisinin etkili olabilmesi için kalıcı ve geri dönüşümsüz bağlan­ma (yaşlanma) meydana gelmeden tedavinin başlamasıdır.
Pralidoksim erken uygulandığında en etkili ilaçtır, bu nedenle nikotinik veya santral sinir sistemi tutulumu olan organofosfat zehirlenmesi düşünüldüğünde ne zaman olursa olsun kullanılmalıdır. Pralidoksim akut zehirlenmelerde kronik zehirlenmelere göre daha etkin olmasına rağmen, >24 ila 48 saatlik maruziyetten sonra da pralidoksim öneril­mektedir. Gebelikte kullanımı kontraendike değildir.
Pralidoksim (PAM) Endikasyonları:

  1. Ciddi organofosfat zehirlenmelerinde görülen nikotinik bulgularda (kas ve diyafragmatik zayıflık, fasikülasyonlar, kas krampları gibi),
  2. Merkezi sinir sistemi bulgularında (koma, konvülsiyon gibi),
  3. Serum pseudokolinesteraz enzim seviyesi düşük çıkan vakalarda Pralidoksim kullanılmalıdır.

 Yetişkinlerde:

  • Bolus: IV veya IM yolla  yavaşça 500  mg / dakika  dozunda, 1 veya 2 gram  verilir.
  • İnfüzyon: 250 – 500 mg / saat  infüzyon hızında uygulanır.

Çocuklarda:

  • Başlangıç; 20 ila 40 milig­ram/kg (maksimum 1 gram) olacak şekilde serum fizyolojik içinde 5 ila 10 dakikada İV infiizyonla verilmelidir.
  • İnfüzyon ;  5 ila 10 miligram/kg/saat sürek­li infüzyon

Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen tedavi dozu 30 miligram/kg İV bolusu takiben 8 miligram/kg/saat İV infüzyondur.
Pralidoksim tedavisi ilk 6 ile 12 saat içinde uygulandığında maksimum etkiyi gösterir.  Ancak 24 – 48 saat içinde de etkili olduğu rapor edilmiştir. Bu dozlar,  hastanın kliniği düzelinceye kadar her 6 – 12 saatte bir tekrarlanabilir.
Pralidoksimin etkileri veriliş dozuna göre 10 ile 40 dakika arasında görülebilir. IV olarak uygulandığında yarılanma ömrü 1.2 saattir. 12 gram / 24 saat üzerinde yüksek doz PAM uygulamasının rutin tedavide herhangi bir rolü yoktur ve aksine zararlı bile olabilmektedir. Kaslarda zayıflama ve mortalitede artış, mekanik ventilasyon ihtiyacı ve Intermediate sendrom görülme insidansı artmaktadır.
Pralidoksime yanıt olarak kas güçsüzlüğünde ve fasikülasyonlarda azalma ile atropinin muskarinik etkilerinin dinmesi, pralidoksimin uygulanmasından 10 ila 40 dakika sonra meydana gelmektedir.
Pralidoksim, kolinesteraz düzeyleri takip edilirken 24 ila 48 saat boyunca devam etmelidir. Teorik ve deneysel yararlarma ve tüm dünyada kullanılmasına rağmen, güncel kanıtlar oksimlerin örneğin pralidoksimin akut organofosfat zehirlenmelerinde yararlı olduğunu göstermek için ye­tersizdir.
Pralidoksim, asemptomatik hastalarda ve minimal belirti gösteren karbamat maruziyeti olan hastalarda önerilmemektedir.
Nöbetler havayolunun korunması, oksijenizasyon, benzodiazepinler, atropin ve pralidoksim ile tedavi edilir. Atropin kolinerjik aşırı uyarılmaya bağlı ilk birkaç dakikada meydana gelen nöbetleri önle­memekte veya durdurabilmektedir.
Sinir gazı zehirlenmeleri için yapılan hayvan deneylerinde, diazepam kullanımının santral sinir sistemi etki­lerini azalttığı ve sağ kalımı arttırdığı belirtilmiştir.farm-drog
Pulmoner ödem ve bronkospazm oksijen, entübasyon, pozitif basınçlı ventilasyon, atropin ve pralidoksim ile tedavi edilmektedir. Bozulmuş kalp hızı destekleyi­ci tedavi ve antidotlarla tedavi edilir ve atropin hem taşikardi hem de bradikardi de verilmelidir. Taşikardi organofosfat zehirlenmesinde atropin verilmesi için kontrendikasyon değildir çünkü taşikardi bronkospazm ve bronkorenin sebep olduğu hipoksiye ikincil meyda­na gelmektedir ve atropin ile geri döndürülebilir. Süksinilkolin, ester anestezikleri ve Beta-adrenerjik blokerler zehirlenmeyi yoğunluğunu artırabilir ve bunlardan kaçınılmalıdır.

Taburculuk ve Takip, minimal maruziyetlerde sadece dekontaminas­yon ve gecikmiş etkilerin tanınması için 6 ila 8 saatlik acil servis takibi yeterlidir. Tekrarlayan maruziyetlerden kaçınılmalıdır, çünkü ardışık maruziyetler kümülatif zehirlenmelere neden olabilir ve daha fazla maru­ziyet riski nedeni ile hastaların işe dönmesi engellenmelidir. Ayakkabı ve kemerler dâhil tüm kıyafetler tehlikeli madde olarak atılmalıdır ve hasta­ya geri verilmemelidir. Yıkama ve temizleme sonrasında bile, kontamine kıyafet ve deri giysiler yoluyla zehirlenmenin nüks ettiği görülmüştür.
Yoğun bakıma yatış sadece önemli zehirlenmeler için gerekmektedir. Çoğu hasta pralidoksim tedavisine 48 saatte artan kolinesteraz düzeyleri  ile yanıt vermektedir. Eğer hipoksi sonrası beyin hasarı yoksa ve hasta erken dönemde tedavi edildiyse semptomatik iyileşme 10 günde mey­dana gelmektedir. Eğer toksin yağda çözülebiliyorsa, hasta uzun dönem semptomatik ve pralidoksime bağımlı olabilir. Yeni enzimin yeniden sentezlenmesini beklediğimiz birkaç hafta içerisinde destekleyici bakım ve solunum desteği gerekmektedir. Tedavinin sonu pralidoksim tedavisi vermeden tüm belirti ve bulguların tamamen kaybolduğu zamandır.
Akut maruziyeti takiben, hastalarda aylarca hatta bazen ömür boyu süren çeşitli nörolojik sekeller ve spesifik olmayan belirtiler görülebilir.
Ölüm tedavi edilmeyen hastalarda genellikle ilk 24 saatte olur. Ölüm olağan sebebi solunum kaslarının tutulumu, nörolojik baskılanma veya bronkoreye bağlı gelişen solunum yetmezliğidir.

Etiket: asetilkolinesterazinsektisitintermediate  sendrommalationOrganofosfatorganofosfat zehirlenmesiOrganofosforPAMparationPralidoksimpsödokolinesterazsarin
AYDIN SARIHAN

AYDIN SARIHAN

ilgili Yazılar

Alkalinizasyon

Alkalinizasyon

yazan Çağdaş Can
03/12/2024
0

Alkalinizasyon Üriner alkalinizasyon: Salisilat eliminasyonu için birebir. Amaç idrar pH'ının (serum pH'ını çok yükseltmeden) > 7.5 olması. Bunun için NaHCO3...

Acil servisler için toksidrom bilgileri 1/2

Acil servisler için toksidrom bilgileri 1/2

yazan Çağdaş Can
18/11/2024
0

Zehirlenmeler Evin ikinci katındayım, sırtüstü uzandım. Salondan gözüken denizi göremiyordum şimdi. Gözlerimi kapatıp, “Birazdan yağmur yağacak,” dedim. Alt katta kitap...

Rabdomiyoliz

Karbonmonoksit zehirlenmesi

yazan Çağdaş Can
17/02/2023
0

Karbonmonoksit zehirlenmesi Araçta sabahlayan/uyuyan-egzoz gazına maruz kalan, ev dışında içinde kömürle ısınmaya çalışanlarda görülebilir. En önde giden toksikolojik acillerdendir. Karbonmonoksit...

Kene paralizisi nedir?

Kene paralizisi nedir?

yazan AYDIN SARIHAN
04/02/2020
0

Kene Paralizisi Kene toksikozisi olarak da bilinen kene paralizisi sık görülen bir hastalık değildir. Birçok kene türü buna sebep olabilir....

Gastrointestinal yabancı cisimler ve Özofagus

Cevaplardan sadece birinin sorusunu bulabilir misin-2

yazan Çağdaş Can
04/06/2019
1

A) Parakuat zehirlenmesi B) Nöroleptik malign sendrom C) Lityum çok alımı D) Siyanür maruziyeti E) Demir yutulması 1) Pulmoner ödem...

13. Sevgililer Günü

13. Sevgililer Günü

yazan Çağdaş Can
14/02/2019
1

  Özet: İlaçların önemi, hastalıkların zayıf noktaları, zehirlerin son organ hasarları, yanlış tedavilerin etkileri ve vahşi hayat tıbbı yazının kenarları...

Yorum 1

  1. umut öztürk says:
    8 yıl önce

    teşekkürler

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Sonuç yok
Tüm Sonucu Gör
Bursit
Ortopedik Aciller

Bursit

yazan AYDIN SARIHAN
12/04/2013
Cerrahi Aciller

Dikiş Bantları

yazan AYDIN SARIHAN
12/01/2015
Vertebrobaziller Yetmezlik
Nörolojik Aciller

Vertebrobaziller Yetmezlik

yazan AYDIN SARIHAN
15/01/2019
Hastane Öncesi Tıp

Taşınabilir Ultrason ve İnme Tedavisi

yazan Çağdaş Can
21/08/2015
Radyoloji

Ekstremite Kırıkları-19

yazan AYDIN SARIHAN
08/10/2017
Sağ dal bloğunda ST elevasyonu çelişkisi
Güncel

Sağ dal bloğunda ST elevasyonu çelişkisi

yazan Çağdaş Can
11/11/2024
  • Acil Tıp Video
  • TeknoAcil
  • Tıp Medya
  • Toksikoloji

© 2020 aciltıp.com

Welcome Back!

Sign In with Facebook
Sign In with Google
OR

Login to your account below

Forgotten Password? Sign Up

Create New Account!

Sign Up with Facebook
Sign Up with Google
OR

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In
Sonuç yok
Tüm Sonucu Gör
  • Anasayfa
  • Resusitasyon
  • Toksikoloji
  • Travma
  • Kardiyak Aciller
  • Radyoloji
  • COVID 19
  • Tıpunk
  • Bloglar

© 2020 aciltıp.com