Kortikosteroid İlaçlar

Kortikosteroidler

Kortikosteroidler, romatizmal hastalıkların ve romatizma dışı pek çok hastalığın tedavisinde çok geniş kullanıma sahiptir. Romatoloji alanında glukokortikosteroidlerin kullanımı 1949-1950 yıllarına dayanır. Güçlü bir antiinflamatuar ve immünmodülatör etki gösterir. Sentetik kortikosteroidler, mineralokortikoid etkileri azaltılmış, buna karşın glukokortikoid etkileri güçlendirilmiş kortizon türevleridir. Klinik kullanımda en sık kullanılan glukokortikoidler, prednison, prednisolon, metilprednisolon ve deksametason’dur. Deflazokort gibi antiinflamatuar etkisi var olan, glukokortikoid yan etkileri azaltılmış bazı türevler de klinik kullanıma girmiştir. Romatoloji alanında çoğunlukla yarı ömürleri 12-36 saat arasında değişen steroid preparatları, sistemik veya lokal formlarda kullanılabilir. Triamnisolon gibi bazı kortikosteroid preparatlarından özellikle eklem içi enjeksiyonlarda faydalanılır.

Kortikosteroidlerin Etki mekanizmaları :

İnflamasyonda önemli fonksiyona sahip, endotel hücreleri üzerine etki ederek, damar geçirgenliliğini azaltır. Ayrıca endotel hücrelerinin adezyon molekül ekspresyonunu azaltır; IL-1 ve prostaglandin oluşumunu baskılar. Hem endotel hem de düz kaslardaki endotelin reseptörlerinin ekspresyonunu inhibe eder.
Özellikle yüksek doz kullanımda kronik inflamasyonda rolü olan fibroblastları baskılar. Kollajen, elastin ve glikozamin oluşumunu inhibe eder.
Eritrositler dahil pek çok hücre immünglobulin Fc kısmı için, Fc reseptörü taşırlar. Kortikosteroidler, bu reseptörünün ekspresyonunu azaltırlar. Retiküloendotelyal sistem hücrelerinde bu reseptörün azalması, antikor kaplı eritrositlerin ve trombositlerin klirensini azaltarak, otoimmün hemolitik anemide ve otoimmün trombositopenide faydalı etkisini ortaya çıkarır.
Yüksek doz steroidler, replikasyonu inhibe ederek, kollajen ve osteokalsin sentezini baskılayarak, kemik formasyonunu azaltır. Ayrıca, PGE1 ve PGE2’nin kemikte sentezini ve anjiogeneze sebep olan vasküler endotelyal büyüme faktörünü de inhibe eder.
Kortikosteroidlerin önemli klinik etkilerinden biri de antiinflamatuar etkileridir. İnflamasyonun gelişiminde pek çok humoral faktör rol alır. Bunların başında prostaglandinler ve sitokinler gelir. Glukokortikoidlerin önemli etkileri özellikle lipokortin başta olmak üzere bazı proteinlerin sentez hızını artırarak ortaya çıkar. Lipokortin’in antiinflamatuar etkisi, membrana bağlı fosfolipidlerin araşidonik asite dönüşümünü sağlayan fosfolipaz A2 enzimini inhibe etmek suretiyledir. Neticede glukokortikoidler, prostaglandinlerin, lökotrinlerin ve oksijen radikallerinin oluşumunu etkiler.
Kortikosteroidler, lipokortin oluşumunu uyararak IL-1, IL-2, IL-2 reseptör, INF-alfa, TNF gibi sitokinlerin oluşumunu da inhibe eder.
Kortikosteroidler, kollajenaz, elastaz ve plazminojen aktivatör gibi proinflamatuar enzimlerin sentezini de baskılar

Kortikosteroidlerin yarılanma zamanlarına göre ayrımı

1- Kısa etkili (<12 saat ):Hidrokortizon, Kortizon
2- Orta etkili (12-36 saat):Prednison, prednisolon, metilprednisolon ve triamnisolon
3- Uzun etkili (>36 saat):Parametazon, deksametazon, betametason

Steroidler                    

Miktar

Glukokortikoid     

Etki

Minerolokortikoid Etki  

Piyasa formları

Kortizol

20 mg

1

1

Hidrokortizon

20 mg

 1

1

Genkort® 10 mg tb, Solu-Cortef® amp

Prednizolon

5 mg

4

0.8

Deltacortril® 10 mg tb)

Metilprednizolon

4 mg

5

0.5

Prednol-L® 4-8-16 mg tb, Prednol®

Deksametazon

0.5 mg

30

0

Dekort® 0,5-0,75 mg tb

Exit mobile version