Asya’da Japon Ensefaliti
Özet: Culex sivrisinekleri distopyada hüküm sürer, yeraltı insanları genetik analiz ile enfektif bölgeleri saptar, gökyüzü insanlarının bulduğu antikor hastalığı yok eder.
‘Ağırlığın sayesinde hafifliyorum’
Paterna Inverted
Kayıp
Culex türü sivrisinek ısırıkları ile insanlar Japon Ensefaliti olur. Virüsten kurtulabilenler yeraltına kaçar, ensefalit sekeli kalanlar ise sivrisineklerin kontrolünde yaşar. Kurtulan koloniler dev kamyonlar ile yaşam besinin yeryüzünden toplar. Toplamak için kamyon, kamyon için benzin gereklidir. Ne hikmetse sivirisineklerin ana gıda maddesi de sınırlı miktarda kalan benzindir. Tedavi kuşların kanında gizlidir, gökyüzü insanları kuşların kanından antikor üretir. Kavuşamadıkları akrabalarına tedaviyi, kuşlar aracılığı ile verir. Ama henüz kimse bilmiyor.
Kötü Evren
Güney Kore’de başladı, tüm dünya bu yarım kıtadan etkilendi. Geriye ne mi kaldı. Yeraltı şehrinden gökyüzü insanlarına ulaşabilen Z’nin kelimelerini dinleyelim.
Z: Endemik bir hava, nörolojik kalıntılı. Vektörleri görebiliyorum, uçanları. Kanat sesleri bile halen kulağımda.
Yazı: Culex sivrisineklerileri Asya’yı iyi bir sarsmış. Isırmakla kalmamış, beyin dokularını bile hedef almış. Yazı, Asya sivirisinek genetik haritasını çıkarıyor.
Z: Zamanla toplum zayıfladı, olacağı buydu. Aşılama mı, hayır dostlarım, kimse aşılanmadı. Çünkü ülkenin parası yolsuzluk ile harcandı, tüketildi. Aç kalan toplum iç savaşlarla yıpratıldı.
Yazı: Kore Savaşı (1950-53) ülkeyi zayıflatıyor, fırsatçılar dans ediyor. İşte bu aralıkta Japon Virüsü ağırlığınca hükmünü sürüyor.
Z: Savaşa diğer kıta insanları katılmak istedi, paylarını almak için. Biz mi dedik asker gönderin diye ama işte buradalar. Ülkesine dönenler kendi insanlarına bulaştırdı.
Yazı: Birleşmiş milletler savaşa asker gönderiyor, destek amaçlı. İnsanları yeniyorlar ama sivirisinekleri unutuyorlar. Kanlarında çılgınca gezen Japon Ensefalitini.
Z: Domuz, at ve diğerleri. Sezmeliydik ters giden bir şeyler olduğunu. Öyle bir düştük ki savaşa, ne olduğunu anlamadık bile.
Yazı: Sivrisinek toplama alanları yazının materyal-metod kısmında veriliyor. Askeri kamplar, göl kenarları, gece karanlığı ve çiftlikler çalışmanın evreni oluyor. Kristal kaplar ile sivrisinekler laboratuvarlara taşınıyor.
Z: Mayıs-Ekim. Sizin için bahar, benim içinse ölümün soğuk sesi. Giderek çoğaldı, çoğaldı, çoğaldı. Parklar, bahçeler, su kenarları onlarla doldu. Sivirisinekle tanışmayan kalmadı, kanlarımız virüsle doldu.
Yazı: Çalışmanın sivrisinekleri ilkbahar döneminde toplanıyor, bu aralıkta pek bol bulunuyor. Güney Kore’nin çeşitli vilayetleri seçiliyor, rastgele seçki doğru sonuçlar için hedefleniyor.
Z: Kala kala genetik kaldı elimizde, hava yok, kuşlar yok. Son gördüğüm yağmuru hatırlamıyorum bile. Tırtılların sürünme sesi. Ama yeraltı şehirlerinin ilgi alanı genetik, biliyor muydunuz bunu. Bu nedenle antikor bizim oldu.
Yazı: Sivrisinek havuzlarından genetik kodlar toplanıyor. İlk önce enfektifler saptanıyor sonra toplandığı yöreler belirleniyor. Bu bilgiler ışığında riskli alanlar görselleniyor.
Z: Dip insanları şöyle düşündü. Kültürler değişmiyor, mekan zaman değişiyor. Bazıları, ki bunlar çoğunlukta idi, kabul ettiler sivrisinek imparatorluğunu, özleyerek ensefalit sekelli dostlarını. Ama bazıları, işte bu bizim küçük grubumuz, çalışmaya, mücadeleye devam etti. Araştırmaları sonuçsuz kalmadı.
Yazı: C. tritaeniorhynchus ve C. bitaeniorhynchus tipleri viral RNA pozitifliği ile riskli ekip olarak saptanıyor.
Z: İlk ensefalitliler mi. Biz de hemen anlamadık. Cinnet geçirenler, intiharlar, asker ölümleri. Kim bilebilirdi ki Japon Ensefalitinin %30 son organ hasarı ile seyredebileceğini.
Yazı: Beyin dokusu tutulumu olanların %1’i hastane ile tanışıyor, mortalite %30, %50 sayısı ise nörolojik kalıntılar için kullanıldı.
Z: Vektör kontrol sistemleri adı altında devriyeler oluşturuldu, riskli yerleri saptamak için. Cesur yeraltı muhafızları kamyondan sorumluydu. Ama benzin sınırlı, sivrisineklerin besini. Benzin yarışları daha çok ölüme neden oldu. Kamyon kullananların katkıları paha biçilemez.
Yazı: Çiftliklerden, geceden, kısa kollu, şapkasız olmaktan uzak durun demekte. Özellikle Güney Kore’nin kuzeyinde bulunan Daesenongdong yöresi zehirli.
Z: Yerçekimi bizi ayıran. Nasıl mı kurdular gökyüzü şehirlerini, kayıtlar yeterli değil. Bilinenden bilinmeyene gitmek zor. İlk uçan adamdan tarih kitapları bahsediyor ama inatla adını vermiyor. Yaptığı makina ile, o zamanlar toplum matematikte çok ileri, bu nedenle adelat duygusunda da. Çalışana değer verilmekte, insanlar hak ettikleri gibi yaşamakta. Evet, daha fazla lafı uzatmayalım. Kendi yaptığı mekanik kuş ile yeraltından kaçtığı söyleniyor. Gittiği yerde kurduğu gökyüzü şehirleri ile biliniyor. Antikoru ise kuşlar ile yeryüzüne gönderiyor.
Yazı: Gökyüzü insanları değil ama bilim adamları sivrisinekleri beş genotipe ayırıyor. Bölgeye göre cinsler dağıtılıyor, enfektif çoğunluk saptanıyor. Culex alt tiplerinin yaşam alanları belirleniyor, benzeri görülmemiş bir yaklaşım ile enfektif olanlar ortadan kaldırılıyor.
Bulmak
Sorun varsa çözüm orada bir yerde ama ilk kim bulursa. Doğa insan birlikteliği genellikle kötü sonuçlansa da birbirlerine ihtiyaçları var. Bu içi su, toprak, ateş, kum dolu kürede herkesin birbirine ihtiyacı var. En kolayı çürütmek, yıkmak, parçalamak. Gökyüzü insanlarının kuşların kanında antikor oluşturması çözüm oluyor, yeraltı insanlarının bulduğu genetik harita doğru hedef seçimini sağlıyor, kuş-insan birlikteliği nesli kurtarıyor. Ekoloji bile kapitalist kapitalist kokuyor, benzin için yarışıyor. Kazan kazan modeli işlemeli mi, işte bu soru işareti. Gökyüzü insanları olmadığına göre inceldiği yerden kopsun mu demeli.
Çürüme
Kim HC, Takhampunya R, Tippayachai B, et al. Japanese encephalitis virus in culicine mosquitoes (Diptera: culicidae) of the republic of Korea, 2008-2010. Mil Med 2015;180:158-67.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa