İlaç eliminasyonu
İlaç eliminasyonunu düzeltmek için işlemlerin kullanılma kararı, ilacın özelliklerinin ve hastanın klinik durumunun mantıklı bir şekilde anlaşılmasına dayanır. Hemodiyaliz veya hemoperfüzyonun riskleri, gerekli zaman ve maliyeti, muhtemel yararları karşısında tartılmalıdır.
1. Diürez ve pH’nın düzeltilmesi
Birçok toksinler zayıf asit veya baz olmaları nedeniyle farklı pH solusyonlarında iyonize olabilirler. İyonize durumda hücre membranlarını daha az ihtimalle geçerler ve renal tübüler epitelden geri emilimleri azalır. Aşırı hidrasyon, alkalemi veya asideminin muhtemel yan etkilerini düşünmek de ayrıca önemlidir.
Birçok çalışma zorlu diürez veya pH’nın düzeltilmesinin zehirlenmenin seyiri üzerinde önemli bir etkisini göstermekte başarısızlığa düşmüştür.
Salisilat ve fenobarbital gibi zayıf asitler en fazla bazik solusyonlarda iyonize olurlar, öyle ki idrarın alkalize edilmesi bunların tübül lümenine hapis olmalarına, böylece de ilacın idrara atılımına yardımcı olurlar.
Amfetaminler, striknin ve fensiklidin gibi zayıf bazlar en fazla asit ortamda iyonizedirler; idrarın asitleştirilmesi bunların uzaklaştırılmalarını arttırır. Bununla birlikte bu ajanlarla zehirlenmenin sık bir komplikasyonu olan rabdomiyolizli hastalarda asidifikasyon, miyoglobinüriye bağlı böbrek yetmezliğini şiddetlendirebilir ve bu yüzden önerilmemektedir.
Üriner Alkalizasyon Önerilen Toksikasyonlar:
- Salisilat
- Methanol
- 2-4-D(herbicide)
- Phenobarbital
- Clorpropamide
—Force diürez hiçbir toksikasyonda önerilmiyor
2. Hemodiyaliz
Diyaliz sırasında toksin, yarı geçirgen bir membran boyunca kandan diyalizat solusyonuna uzaklaştırılır. Toksin göreceli olarak suda çözünür olmalıdır ve yüksek oranda protein bağlamamalıdır. Küçük bir dağılım hacmine ve yavaş intrensek eliminasyon oranına sahip olmalıdır. Hemodiyaliz, diğer ilaçların arasında metanol, etilen glikol, salisilat ve lityumu uzaklaştırmada daha etkilidir. Ayrıca özellikle de anürik hastlarda pH ve elektrolit dengesizliğini düzeltmede değeri vardır.
Hemodializ Önerilen Toksikasyonlar:
- Salisilat
- Metanol
- Lityum
- Theofilin
- Mantar intoksikasyonu
3. Periton diyalizi
― Bu yöntem birçok ilacı uzaklaştırmada hemodiyalizden çok daha az etkilidir.
4. Hemoperfüzyon
Hemoperfüzyonda kan, bir emici materyal (aktif kömür veya reçine) sütunu boyunca pompalanır ve hastanın dolaşımına geri döndürülür. Damar yolu, hemodiyaliz için gereken damar yolu ile aynıdır. Gerekli olan kinetik durum hemodiyalizdekiyle aynıdır; ilacın küçük dağılım hacmi ve intrensek klirensi yavaş hızlı olmalıdır. Hemoperfüzyonun avantajı, ilaç veya toksin emici materyal ile direk temas halindedir.; bu yüzden hemodiyalizde sınırlayıcı faktörler olan yüksek molekül ağırlığı, suda zayıf çözünürlük ve plazma proteinlerine zayıf bağlanma hemofiltrasyonda sınırlayıcı değildir. Hemoperfüzyon sıklıkla trombositopeni ile ilişkilidir. Hemoperfüzyon pH veya elektrolit dengesizliklerini düzeltmez.
5. Aktif kömürün tekrarlayan dozları
Oral olarak veya nazogastrik tüpten (20- 30 gr, katartik olmadan, her 3-4 saate bir) verilen aktif kömürün tekrarlayan dozları , sözde barsak diyaliziyle bazı ilaç ve toksinlerin kan dolaşımından eliminasyonunu arttırabilir. Bunun yararlı olduğu ilaçlar ABCD mnemoniği ile yeniden adlandırılabilir:
- antimalarials (antimalaryaller) (kinin) ve aminophylline (aminofilin),
- barbiturates (barbitüratlar) (fenobarbital),
- b-blokerler (nadolol),
- carbamazepin ve
- dapson
6.Tüm barsak irrigasyonunun yaralı olduğu durumlar
- Lityum
- Ağır metaller
- Demir
- Yutma paketleri (yasa dışı uyuşturucu madde taşımak için paketleyip yutma)
- Potansiyel bezoar formasyonu (bezoar bir yığın gıda veya saç tomarı yutup mide çıkışını tıkaması)
- Sürekli veya geçikmeli salınım olan formulasyonlar