Doktor Hastalar
‘Geleceğin sesi’
Gerami Giorgio
İki Ateş Arasında
Bazen size gerek kalmaz. Doktora demek istiyorum. Hasta kendine tanıyı koymuş, tedaviyi planlamış, prognozunu tartmış ve olası komplikasyonları içsellemiştir. Tüm bu şartlar hastanın kafasındaki tedavinin kendisine uygulanması koşulunda karşılanır. Farklı tedaviler (doktorun uygulamak istediği) hasta tarafından kabul edilmeyebilir. Bu yazıda doktor-hastalar irdelenecek.
- Zehirli Guatr: Guatr tamamda, zehirlisi ne oluyor. Tanılar organları ellemek ile konsaydı görüntülemeye ihtiyaç kalmazdı. Hastaya zehirli guatr hastalığı için elinizde antidot olmadığını, çözümün Hindistan’da gizlendiğini söyleyin.
- Migren: Tüm baş ağrıları migrendir. Gizemli bir hastalık, Migren. Dikkat ederseniz hasta tam ‘Bende migren var’ derken yüzünde gizemli bir ifade oluşur. Sanırsınız ki milyonda bir görülen asilzade hastalığı. Tedaviler değişmemekte, non-steroid ile metoklopramid damarlara girmekte. Tanının nasıl koyulduğunu sorun ve cevapları zevkle dinleyin.
- Öldüm: Evet, hasta öldü. Yakınlarından cevval olan biri hastayı kucakladı, sağa sola çalkaladı, karnını sıktı, ensesini tokatladı ve hasta canlandı. Tüm resüsitasyon kılavuzları birkaç saniyede hastada uygulandı ve hastanın ruhu bedene tekrar girdi.
- Her kış böyleyim: Kuşları bilirsiniz, her mevsim göç telaşı içinde yaşarlar. Simetrik uçuşlarına milyon anlam yüklendi. Ama şu an karşınızda hem-cinsimiz var. İnsan. Çünkü insanlar insandır. Dijital takvim kıvamında dikkat ile hasta her Şubatın 17’sinde bronşit olmakta. Dikkati sebebi ile kendisini kutlayın.
- Serum üç ay götürüyor: Doksan gün bir serum ederse yetmiş iki gün kaç serum eder. Hastamız kolunu sıvar ve üç aylık mutluluk ister. Madem öyle, bu masum bekleyiş hiç üzülür mü. Altın anahtarınız ile üç aylıklar dolabından yaldızlı serum hastanın damarına damlar.
- Beni yatır: Her hastanın kendi kriterleri var. Ne kadar hasta var, o kadar kriter. Özellikle kış aylarında hastalarımız dinlenmek ve ferahlamak için hastanelere yatmak isterler. Konsültasyon isterken tıbbi kriterleri değil hastanın kriterlerini sayın meslektaşınıza.
- Vücudumda enfeksiyon var: Beyaz küre sayacı hastaya doğuştan verildi. Sensörler enfeksiyonu saptadı, hasta ve enfeksiyonu size başvurdu. Elinizi hastaya dokundurdunuz, beyaz kürelerinizi deri difüzyonu ile eşitlediniz. Hastadaki enfeksiyonu söküp aldınız.
- Midemde delik var: Tüm o yıllar, içindeki boşluk hissinden bahsediyorum. Şimdi nedenini anladın. Midendeki delikten atmosfere yayılan değerlerin, birikimlerin. Meğer midendeki delikten.
- Kalp krizi geçiriyorum: Sabahlar ve tıp. Bu sabahların bir anlamı olmalı. Hasta adayı teletıptan (sabah izlediği sağlık programından) kendi tanısını koyar. Yaklaşık 2,5 yıldır kalp krizi geçiriyor. Ama kalbi o kadar büyük ki halen ölmüyor. Çekilen elektrokardiyografide bile kalp krizi gözükmüyor, troponin hep normal seyrediyor. Ama yine ve yine kalp krizi geçirmeye devam ediyor, ediyor, ediyor ve ediyor, ediyor, şimdi, ediyor, edi…..
- Gizli şeker: Gizemli ve çekici olduğu kadar da gizli. ‘Ben de gizli şeker var’. Daha çok gece yarıları gözüküyor. Pencereden odama girip alnımdan öpüyor. Bu nedenle hastanelerde değil ancak eve gelirseniz gözüküyor.
- Astım-Bronşit: Astım hassas vücutların hastalığı. Nazik olmanın tıbbi adı. Kokular ve görüntüler astımımı tetikliyor. Korktuğumda sadece içim geçmiyor, astımım da hararetleniyor. Bu nedenle tedavi arayışım hiç bitmiyor.
Ayrılış
Gördüğünüz gibi dostlarım, tabular vardır ve yıkılmaya dirençlidir. Daha önce yaşayan fikir, yanlış da olsa, yaşam idamesi için çabalar. Bu eski fikirleri hastanın zihninden atmak zor olabilir. Bu noktada doktor hasta ile işbirliği içinde olmalı, hastaya iyi gelecek tedaviyi mekanizmaları ile açıklamalı, tüm bunlara rağmen hasta bilimsel tıbbi tedaviye direnç gösterirse. İşte işiniz o zaman zor olacaktır. Siz yine de doğrudan şaşmayın ve bu doktor-hastaların ellerinden diplomalarını alın.
Dr Çağdaş Can, Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp, Elazığ