Acilde Adli Sorunlar

Adli Acil Tıp

‘Ne arabası var

ne de

televizyonu’

Ririll Vatveiç

Önsöz

Acil sağlık hizmetlerinin birbirinden zor çözüm bekleyen konularının içinde en nadide yer adli konulardır. Hasta veya yaralının tanısını en kısa zamanda ve hatasız koymak, aynı anda en ucuz ve havalı tedaviyi de başlamak zorunda olan acil tıpçı frontal lobunun hemen arkasında adli bir şeyi kaçırmama sorumluluğunu da taşır. Çeyrek yüzyıla yakındır içinde bulunduğum acil tıp uzmanlığında birbirimizi en fazla bıktırdığımız konunun devletin bu soğuk yüzü ile ilgili konular olması da rastlantı değildir. Bilimin gerektirdikleri ile gelenekler ve cemiyetin beklentilerinin en fazla çarpıştığı alan burasıdır. İlginç şekilde, bir tıp branşının işinin en büyük oranda diğer branş hekimlerine yaptırıldığı alan da adli tıptır. 17 milyonluk metropolde kan alkol düzeyi 10 günden önce görülemiyor, tox-screen bir bilim kurgu konusu, beta-hcg sonuçları ebeveynlere real-time servis ediliyor, yanında polis olmadan işkence kurbanı muayene etmek zor, ama ‘geçici’ adli rapor muayene sonrası kapıda bekleyen memurlara hemen verilecek öyle mi? Bizlerin de bir sınırı var mutlaka. Olmaya dert cihanda bir adli vaka gibi.
Not: @aciltıp.com Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu’na yazıdaki önsözü için teşekkür ediyor
 

Kırk yaşında, son günlerde kendini kötü hissediyor, uyku bozukluğu içinde debeleniyor, kilo almaya devam ediyor. Halı saha maçlarına ara verdi, hemen hemen hiç dışarı çıkmıyor, kendini değersiz hissetmekle kalmıyor, konsantrasyon bozukluğu yaşıyor. İşte bu hastanın intihar çemberi giderek daralmakta, psikiyatri konsültasyonu istemezsen adli süreçler seni beklemekte.
 Bakıcısı ile acilde, dört yaşında tokalı kız, düştüğü söylenildi, dirseği acıyor, X-ray kırğı vurguluyor, kolları sıvayıp işe başlıyorsun, bir dakika yanlışın var diyor ak sakallı dede, ailesini aramadın, velisi ile görüşmedin, olası komplikasyonları yeni aldığın çaydanlıkta demlemedin.
  Tekrar karşında, psikoz hastası, bu ilk başvurusu değil, onu öldüreceğini söylüyor, benzin istasyonunda çalışıyor, kırmızı arabalı kırmızı giyinen kadına kin güdüyor, bir kez daha gelirse kesin öldürecem diyor, kırmızı kadını istasyonda herkes tanıyor, işte senin görevin polis aracılığı ile ablamıza bu tehdidi ulaştırmak, boş verme de söyle.
 Anne adayı, gebelikli, sifilizli, klamidyalı ama hiç AIDS testi yaptırmamış. İçinde dayanılmaz istek var, testi ilk sen göndermek istiyorsun, durumu anlattın, ana istemiyor testi, sen de isteme lütfen, buna hakkın olmadığını söylemediler mi.
  Kronik hastalıkları var, pek öyle masum da değil, diyabet, pulmoner hipertansiyon, sarkoidoz, kronik böbrek yetmezliği gibi. Potasyumu 7, hasta hemen elini cüzdanına atıyor ve beni kurtarma/entübe etme kartını uzatıyor. Bir anda dondun kaldın, ne yapmalıyım, ne yapmalıyım diye düşünmeye başladın. Sonra hatırladın, bu hasta ölürsem beni kurtarma diyor (defibrilasyon, antiaritmik, KPR istemem). Palyatif bakımla resüsitasyonu karıştırma, potasyumu hücre içine ittir, gerisine karışma.
 Kanser tanısına acilde ulaştın, tebrik ederim, görüntüleme ve resmin bütünü yalan söylemiyor. Hastaya doğru adımlamaktasın, bir anda yakınları seni köşeye sıkıştırıyor ve ilk bize söyle baklayı yoksa seni döveriz diyorlar. Korktun, gerçekten dövecek gibi bakıyorlar, hastanın bacanağı döner bıçağını paçasından çıkarmaya başladı bile, sen tüm bunlara rağmen kararlısın, hastanın hastalığını ilk bilme hakkı var.
 Ne zamandır epileptik nöbet geçirmiyordu, ama beklenmeyen oldu, sürücü kendisi, sağa sola dönüyor, ileri geri gidiyor, son altı ay içinde iki nöbeti var, ve sen, evet sen bunu biliyorsun, fark etmeden sorumluluk aldın, trafiğin tehlikelerine kontrolsüz epilepsiyi saldın, motorlu araçlar birliğine bildirmeliydin yiğidim.
 Üst madde kaza yapıyor ve üç haftalık yoğun bakım yatışı başlıyor, beyin ölümü gerçekleşti. O zamanlar yoğun bakımda intörnsün, hasta yakınları sana güveniyor, gerçekten yerinde bilgilerle aydınlattın yakınları, peki organları bağışlama kararı kimin elinde, sen olabilir misin, samimiyetine güvenilebilir mi, bu kararı alabilir misin, hayır dostum, son karar tabikii ailesinde.
  Çömez asistansın ve arteriyel kan gazı almayı çok seviyorsun, radial artere bayılıyorsun, evde gizli gizli radial arter resimleri çiziyorsun, yine öyle bir gece, hastalar süratle acile gelmekte, sekizinci kan gazını alırken aklına gurbetteki kız arkadaşın geliyor, gözlerin yaşarıyor, görme alanın daralıyor, hastaya taze batırdığın iğneyi dokuna perçinliyorsun, terslik işte, hasta da bildiğin uyuşturucu bağımlısı, antekübital apsesi bile var. Kara kara düşünüyorsun, hastanın yanına gidiyorsun, affedersiniz AIDS olma riskiniz var, kanınızı alıp göndermek istiyorum diyorsun, hasta hayır diyor, kanım seni ilgilendirmez. Gerçekten seni ilgilendirmez, istemezse 1 cc kanını bile alamazsın.
 Daha on yedi yaşında, idrar yaparken yanması var ancak tam idrar tahlili patolojiden fakir, cinsel olarak aktif ve korunmadığını söyledi, ayırıcı tanı için pelvik muayene gerekli, ailesi kapının hemen yanında, gölgeleri içeriye uğruyor, bilgi vermeli misin, şüphelerini açıklamalı mısın, sana anlattıklarını ailesinin bilmesini istemiyor ve sen de söylemeyeceksin.
 Sabah uyandırılamadı, acile getirildi, kafa içi kanaması var, ventriküller bembeyaz, öncesinde zaten bildirmişti, organlarını bağışladı, eşi çok üzgün, sürekli ağlıyor, zamansız ölüme veryansın ediyor, ben kabul etmiyorum, hem fikrini değiştirmişti, organları bağışık değil eşimin diyor, inanır mısın, kabul eder misin, etmemelisin, imzalar çoktan atıldı.
 Metastatik akciğer kanseri, kemoterapi seansları tamamlandı, daha fazla şarap içebilirim artık diyor, şimdi hipoksik, bilinci gidip geliyor, solunum sayısı giderek hızlanıyor, entübe ettin, otuz dakika sonra yakını geliyor ve babasının beni kurtarmayın formunu imzaladığını hatırlatıyor ama eklemeden duramıyor, tedaviye yanıt verdi, kitlesi küçüldü, bu şartlar altında tüpü çıkarmamalısın, aile yönlendirmelerini açık ol, çünkü hastanın kalbi yaşamak için çabalıyor.
  Hasta alkollü bu kesin, kaza yapmış bu da kesin, kesin olmayan ise karşında duran adamların kimlikleri, karanlık tipler, pardesüleri var, elleri çeplerinde, fötür şapka giyiyorlar, dudakları görülmeyecek şekilde yakalarını kaldırmışlar, kendilerini polis olarak tanıtıyorlar, hastanın alkolü kaç diye fısıldıyorlar, etrafına bakındın, sadece ben mi görüyorum bunları diye kendine tokat atmaya başladın, işe yaramadı, adamlara hastanın alkolünün 0.9 promil olduğunu söyleme, kim onlar bilmiyorsun, arama izni ile gelsinler.
 Son dönem kanser hastası, entübe, resüsitasyon kabini dörtte, beni kurtarmayın imzalı kolyesini yeni gördün, Özgür hoca hastanın yakınlarını arıyor, konuşmak istiyor, ilk önce arkadaşını gördü, konuşmaya başlıyorlar, hiçbir zaman böyle yaşamak istemediğini, ölümün hızlı ve koşulsuz gelmesi gerektiğini söylemiş zamanında, şimdi oğlu ile konuşuyor, arkadaşının dediklerini onaylıyor, seçimi kendi yaptı ve imzalı formlardan bahsediyor, ben sevgi istediğinde hissettiğin nefretim, yaşam desteği sonlandırılıyor.
Dere Kenarı
Vukmir R. Resident Physician Interface in Medical Malpractice. TMC News. July 2008
 

Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa


 

Exit mobile version