1
- Tıbbi Öneriye Aykırı (TÖA) formu her zaman doktorunu korur, tersi değil. Atriyal fibrilasyonlu vatandaş acili terk edebilir, bu da sorun değil. Ancak hastaya bütün komplikasyonlar anlatılmalı, en eftenden püftene kadar. Mümkünse ailenin diğer fertleri de hastanın yanında bulunmalı, TÖA imzalanırken olaya tanık olunmalı. Hastanın içgörüsünü aydınlatacak kadar bilgi vermezseniz bu form yine size korumayacak. Bu nedenle formunuza hastanızın komplikasyonları anladığını, yorumladığını, sindirdiğini ifade eden cümleler ekleyin, kuru kuru formu imzalayıp çekip gitmesin. Hasta acilden çıkıyor diye tedavisiz bırakılmamalı, tedavi yazarsam bilirkişi beni suçlar diye düşünülmemeli, (pnömoniye antibiyotik, fraktüre ağrı kesici, ritim bozukluğuna antiagregan gibi), acilin kapısı size her zaman açık denilmeli, hasta ile ikili mücadeleye girip küsülmemeli.
- Domino etkisi: New Jersey tıbbi malpraktis davaları serisinde adli bildirim yapmayan ilk doktor iki milyon dolar, ertesi gün tekrar acile gelen aynı hasta için bildirim yapmayan ikinci doktor ise on beş milyon dolar tazminat yükümlüsü oluyor, ilk doktor ile başlayan hata ikinci doktorun katmerli kabahatine dönüşüyor. Birimiz hepimiz için, hasta devirlerinde meslektaşınızdan olası mahkeme tarihlerinizi de öğrenin.
- A>B: En çok kendi isteği ile acil servisi terk eden hastalar dava açıyor, unutmayalım. Dava sayısı/kendiği isteği ile giden (A), dava sayısı/taburcu edilen (B) oranlandığında kendi isteği ile giden oranı daha yüksek saptandı (A>B). En güvendiğiniz kumsaldan korkun, kendi isteği ile gidenlerden çifte imza alın.
- Noble-Sartori kardeşler: Kardeşlerden birinin göğsü ağrıyor, ağrısı giderek artıyor, başlarda dana oturuyordu göğüs kafesine, şimdi fil oldu oturan, ağrı kötü ve daha kötüye gidiyor, beyaz önlüklüyü gördüler koridorda, bana yardım edin doktor diyor, doktor ise, ben şu anda görevde değilim, eve gidiyorum, çalışma saatlerimin devletin desteklemediği biriminde karşıma çıktınız, lütfen sıraya geçin ve giriş yaptırın diyor, hasta öylecene kalıyor, başka hastaneye gitmeye karar veriyor, yolda ölüyor, acil tedavi anında verilmeliydi.
- Kolombiya Tıp Merkezinde Colinas, Bush’u telefonla aradı: Bulantılar içindesin, katiyen ayırt edemiyorsun, hasta geniş QRS’li ama sen dal bloklu mu değil mi anlayamıyorsun, olabilir, konsültasyon istedin ama telefonla, hem de cep telefonundan, karşındaki doktor, ver sen kalsiyum kanal blokeri, acile doğru yürüyorum zaten diyor, zerk ettin ilacı damardan, hasta bir anda fenalaştı, sonra öldü, canlandırdın, yine öldü, sonunda kurtardım sanıyorsun ama bu sefer kesin öldü. Sen, bana bu ilacı yapmamı kardiyolog söyledi diyorsun ama kimse dinlemiyor, işler kötü giderse telefon korumaz ki.
- Maples-Siddiqui beraberliği çocuğu zayıflattı: Çocuk zayıflıktan ölecek, hiç beslemiyorlar, ailesi mi, ailesi ise obez, belli ki çocuğu bilinçli aç bırakıyorlar, hemen polise bildirdin, adli süreç başladı, mahkeme koridorları, uzun süren bekleyişler, kaygı mutluluk döngüsü derken doktorun kabahatli olduğu anlaşılıyor. Nasıl mı, çocukta malabsorbsiyon var, karaciğer yetmezliğine ikincil, yese de faydalanamıyor ki, şimdi aile karşında, mahkeme senin aleyhine çalışıyor ama klinisyen suçlu bulunmadı, dediğimiz gibi, bildirmemek daha kötü.
Dava | Karar |
1) TÖAlı taburculuk | Tromboembolik inme, hasta yoğun bakıma yattı, doktor suçsuz, gelecekte yaşanabilecekleri ayrıntılı anlattı çünkü, yazdı da |
2) Domino etkisi | İki milyon ve on beş milyonluk cezalar, Miami’deki tatil iptal edilir |
3) Kendi isteği ile çıkanlar | Mahkemeye başvurmaya daha hevesli oluyor |
4) Noble-Sartori | Suçlu doktor Gotham eyalet hapishanesi doktorlar koğuşuna atıldı, Joker ile kaçış planları yapıyor |
5) Colinas-Bush | İkisi de kabahatli ama sadece acil doktoru mercek altına alınıyor, kardiyolog yooo benim haberim yok diyor, bizim doktorun davası bu yazının yazıldığı sırada sürüyordu |
6) Maples-Siddiqui | İyi niyet tarladaki mısırları topladı, yüksek oktavlı şüphe doktora zarar vermedi, bildirmemek ayıp |
2
- Kanada Acil Tıp Cemiyeti çevrede nörolog yok ise inme hastasına litik uygulanmasın diyor, biz de diretmiyoruz zaten, intra arteriyel trombektomi yapılan merkeze taşınsın hasta, hem nörolog hem de beyin cerrahı gerek aslında, şift yapan kanamayı kim ameliyata alacak sonra.
- Yehova Şahidiyim: Olgu şöyleydi, bilinci kapalı, ölümüne kanıyor, tansiyonu 70/0 mmHg ölçülüyor, üzerindeki tişörtde ben Yehova Şahidiyim, bana kan verme yazıyor, ne yapayım, ne yapmalıyım diye düşünürken eşi kapıda gözüküyor, evet, bizim inanışlarımıza göre kan nakli ayıp, yasak diyor, tabii ki kırmızı küreleri naklediyorsun hastanın damarına, belki gelen karısı değil, belki eşi adamın ölmesini istiyor, belki vuran giydirdi adama o tişörtü. Cevaplar…….(hayır)….diyorsun…….(cerrahı)…..çağırıyorsun ………..(kan transfüzyonuna)…..başlıyorsun.
- Lilly-Brink: Birinci yıl asistanı, hastayı taburcu etti, hasta 17 saat sonra öldü, otopsi yapıldı, aort diseksiyonu, kayıtlar inceleniyor, taburculuk sırasında kimseye danışılmamış, asistan kendi iradesi ile taburculuk kararını almış, bu şartlar altında sadece günün uzmanı değil, hastanın birincil doktoru da kusurdan sorumlu.
- Nguyen-Kuzeybatı Acil Doktorları: Çocuk bu, 2 yaşında, düşer tabii, öyle büyürler, hangimiz ranzadan düşmedik ki, yaklaşık 1.5 metre, kafada elma gibi şişliği var, sen hemen tomografi istedin, normal, 2 saat takip ettin, normal her şey, kafa travması önerileri ile eve gönderdin, halen her şey normal, hayret dedin, bugün darp bile edilmedim diye düşünüp mutlu olayım derken ambulansın acı sesini duyuyorsun, taburcu ettiğin çocuk, solunum arresti, kontrol tomo şiftli subdural hematomu gösteriyor, hayır azizim sen kabahatli değilsin, klinisyenliğin uzun kuyruklu şeytanları ile tanış, önlenemezleriyle.
- Tarasoff-Regent: Tekrar karşında, psikoz hastası, bu ilk başvurusu değil, onu öldüreceğini söylüyor, benzin istasyonunda çalışıyor, kırmızı arabalı kırmızı giyinen kadına kin güdüyor, bir kez daha gelirse kesin öldürecem diyor, kırmızı kadını istasyonda herkes tanıyor, işte senin görevin polis aracılığı ile ablamıza bu tehdidi ulaştırmak, boş verme de söyle.
- Lowndes-Brinson: Anne getirdi, bebeğini anlattı, ateşi var huzursuz şimdi dedi. Bir hafta önce, iyileşmiş pnömoni tanısı ile, taburcu edilmiş. Yurtdışında etkin ve doğru kullanılan triaj hemşiresi karşıladı hastayı, acil değil damgasını seçti, barkodu anneye uzattı, acil doktoru idrar yolu enfeksiyonu var dedi, taburcu etti, haftalarca ateşi düşmedi çocuğun, çocuk doktoruna götürüldü, o da idrarda enfeksiyon var dedi, kültür istedi, ertesi gün annenin telefonu çaldı, kan kültüründe üreme varmış, menenjit tanısı alan bebek inme ile sekellendi, George Court of Appeals hata yok dedi, açıklama notunda, hiçbir zaman acil tanımına uymadı ki yazıyordu.
- New York Devlet Hastanesi 2012: Anne adayı, gebelikli, sifilizli, klamidyalı ama hiç AIDS testi yaptırmamış. İçinde dayanılmaz istek var, testi ilk sen göndermek istiyorsun, durumu anlattın, ana istemiyor testi, sen de isteme lütfen, buna hakkın olmadığını söylemediler mi.
- Johnson-Omondi: Bilirkişi seni Q3T3 ile suçlayamaz, pulmoner emboli tanısızlığını sorgulayamaz, neden mi, S1Q3T3 bile sadece %20 hastada görülür de ondan, hele hele Q3T3 ile karşına çıkarsa mahkeme, elinin tersi ile itiver mercileri, bu kadar da olmaz ki, atipik başvuru ve yarım kanıt ile size geliyorlarsa siz de onlara gidin. Kanıtların geçerliliğidir bizi bağlayan, çorak topraklarda yaşayan baykuşlar değil.
Dava | Karar |
1) Kanada Acil Tıp Cemiyeti | Nörologsuz hastanede inmeye trombolitik verme, kafa içi kanama başladı, durdur o zaman, beyin cerrahın bile yok |
2) Yehova Şahidi | Adli süreçler kişilere haklarını kaybettirir, işin içinde suç varsa tıbbi gerekliliklere öncelik verilir, doktor haklı |
3) Lilly-Brink | Asistanın baktığı her hastadan öğretim üyesi de sorumlu, ikisi de farklı oranlarda ceza aldı ama yattıkları yer aynı, Alkatraz |
4) Nguyen-Kuzeybatı Acil Doktorları | Her şey olur, öngörülemeyen risklerden sen sorumlu değilsin, tomo istedin, kafa travması formu verdin |
5) Tarasoff-Regent | Tehdit suçtur, edileni bildirmemek de |
6) Lowndes-Brinson | Acil olmayan hastalar da komplike olur, sen kahin misin, bilemezsin |
7) New York Devlet Hastanesi 2012 | Acile gelen herkese HIV testi isteme, hadi istedin diyelim, kan sahibinin onamını almalısın, bazı testler vardır, gereksizliklerini gerek yaptığında suç işlemiş olursun |
8) Johnson-Omondi | Mahkemede ahkam kesmek ne kolay değil mi, kitap bilirkişiliği iyi de bari güçlü tarafından yaklaşsaydın, beraat |
3
- Yakuza: Bakıcısı ile acilde, dört yaşında tokalı kız, düştüğü söylenildi, dirseği acıyor, X-ray kırğı vurguluyor, kolları sıvayıp işe başlıyorsun, bir dakika yanlışın var diyor ak sakallı dede, ailesini aramadın, velisi ile görüşmedin, adli rapor tutmadın, olası komplikasyonları yeni aldığın çaydanlıkta demlemedin.
- Thomas Duncan: Herkes bu hikayeyi bilir, Ebola’dan ölen Duncan’ı, triaj hemşiresine yolculuğundan bahsetti, ben Afrika’dan geldim dedi, öykü acil tıp doktoruna ulaşmadı, antibiyotik/ateş düşürücü ile taburcu edildi, çok değil, üç gün sonra ambulans ile döndü, yoğun bakımda öldü, Ebola olduğu ilk başvuruda saptansa ölmeyecek miydi, veya doktorun kendisi öykü almada yavaş mı kaldı, yoksa ırkçılık mı yapıldı, her neyse, olan oldu ve 250bin dolar doktor, 250bin dolar hastane borça battı, Teksas hastaneleri bundan sonra daha tetik oldu ama giden gitti, büyük boşluk bıraktı.
- Sindell-Marcia: Aslında gayet güzel, alımlı, ince ve sağlıklı gözüküyor. Kendince halen çirkin, kilolu, biraz daha vermeli, tuvalette gizli gizli kusuyor, aynalara küsüyor, sana zayıflama ilaçlarını soruyor, phentermine diye başlıyor, aile hekimine çoktan randevu almış ama senden de duymak istiyor, bir diğer örnekten bahsetmeme izin verin, kilo vermek isteyen doktor arkadaşın senden amfetamin içeren ilaç talep ediyor, viral rinit çalışanın 3. kuşak sefalosporin diliyor, gebe bile olduğunu bilmeyen sağlıkcı üç kutu statinini gözlüyor, aranızdaki ilişki öylesine güvenilir ki, yasa/bilim/yan etki/teratojenite/mortalite bana mısın demiyor, bir diğeri de, yıllardır günde dört paket sigara içen J, senin antibiyotik kankan olmuş, telefonun çalma sesinden hangi ilacı istediğini biliyorsun, son akciğer grafisi mi, metastatik akciğer kanseri dolmuş, bilmiyor musun, geriye döndüler baktılar, hiç göğüs doktoruna gitmemiş, hep sana başvurmuş, mahkemenin pembe kapısı gıcırdayarak açıldı, duyuyor musun, sizin doktorunuz değilim ve bu konuda bilgi vermemeyi, ilaç yazmamayı tercih ediyorum diyebilirsin. Çevrede hiç doktor yok, ölüm/kalım mevzubahis veya konu hakkında en bilgili kişi sen isen bilgi verebilirsin.
- Paul-Carrie: Tansiyonu 170/90 mmHg, her iki bacakta ağrısı var ve hissizlik tarifliyor, sadece tarifte kalıyor, ağzından başka kelime çıkmıyor, konstipasyonu ekledi şimdi de yakınmalarına, kliniğin yelpazesi giderek gürleşiyor, hiç yapmaz ama bu sefer yaptı doktor, lab/MR istedi, tam MR’a giderken hasta, şu andan itibaren bacaklarımı hiç hissetmiyorum diyor, MR iptal ediliyor, hasta aort diseksiyonu, bağırsak obstrüksiyonu, batın içi apse ön tanıları ile tomoya gönderiliyor ama görüntülemeden az sonra ölüyor, tanı asendan aort diseksiyonu.
- Eddie-Bill: Yetmiş yaşında, arabası ile acile başvurdu, bu sefer acilin duvarını yıktı, arabanın camını açıp sana selam veriyor, glokom hastası, daha önceki başvurularından biliyorsun, giderek kötüye giden görme bozukluğunu tedavi etmedin, motorlu taşıtlar birimine hastayı bildirmedin, acilin duvarının yıkılmasından sen sorumlusun.
- Sue-Wendy: Hemen tanıya gittin değil mi, boğaz ile ilgili her şey boğaz ağrısı olmalı, mesela tıkalı koronerin yansıyan ağrısı olamaz, retrofaringeal apsenin solununum yolunu tıkaması mı, hadi canım sende, yüksek kan şekerinin vücuttaki suyu alıp götürmesine bağlı boğaz kuruluğu ise akla uğramaz ama oldu işte. Boğazım ağrıyor demedi ki, boğazım kuru hem de her zaman dedi, baksaydın parmak ucu şekerine görürdün yeni tanı hiperglisemiyi (500) ve zaman içinde gelişecek ketoasidoza bağlı ventriküler fibrilasyonu.
- Cehennem Melekleri: On iki yaşında, hem annesi, hem de babası yanında. İnguinal hernisi opere olmalı, böyle giderse çocuk hiç spor yapamayacak, Yale Üniversitesi kürek takımı seçmelerine katılamayacak diyorsun, baba görüşlerini ifade ediyor, önerini olumluyor, anne sessiz kalıyor, fikirlerini kendine saklıyor, tam onam formu imzalanacakken anne, seni sürrüm sürrüm süründüreceğim doktor diyor, sen ise, tek ebeveyn onamı yeterli efem, eşinizi sakinleştirin beyefendi diyorsun.
- Ses: Acilde kesinlikle söylenmemesi gereken üç cümle: 1) Çok sessiz, 2) Neyse, pediatrik arrest gelmedi, 3) Multitravma olmasın da. Çocuk ana kucağından, evet sadece ve sadece ana kucağından yere düştü, o kadar alçaktan yani, ifade böyle, açık yara yok, hematom yok, bilinç kafanın içinde, fizik muayene normal, aile sana, kısa mesafeden düştü ama pek fena ses çıktı doktor diyor, sen sadece direkt kafa istiyorsun, tabii ki hiçbir şey göremiyorsun, taburcu ediyorsun, bir hafta sonra aynı çocuk ölü getiriliyor acile, kronik subdural hematom ile, bazen aileyi dinlemek en iyisidir, kafa yere çarpınca kötü ses çıktı demişlerdi hatırla, 5 milyon dolarla ödüllendiriliyorsun.
Dava | Karar |
1) Yakuza | Aileyi ara, bakıcıya inanma, tedavi için ebeveyn onamı al |
2) Thomas Duncan | İlk başvuruda Ebola tanısı konsa yaşayacak mıydı, her viral yakınmada Ebola mı akla gelmeli, bunlar tıbbın gri alanları, şanssızlık |
3) Sindell-Marcia | Tıbbi gereklilik dışında yazılan ilaçlar, verilen öneriler aile, eş, dost, yakına veya hastana bile olsa sana sorun çıkartma potansiyeli taşır, vital gereklilik dışında hiç bir yaklaşıma mecbur değilsin |
4) Paul-Carrie | MR hazırlığı bile yapmış klinisyen, daha ne olsun, taburcu etmemiş, tomoda tanı almış hasta, aferin doktor |
5) Eddie-Bill | Şoförlerin hastalıkları araba kullanmalarına engel ise (glokom, epilepsi) polise bildirilmeli |
6) Sue-Wendy | Klinik karar tıkaçları seni ele geçirmesin, boğazla ilgili her şey iyi huylu olmayabilir |
7) Cehennem Melekleri | Anne veya baba, tek ebeveyn onamı çocuğun kaderi için yeterli, aşiretin kabulüne gerek yok |
8) Ses | Bazen tetkik istem eşiğini düşürmen gerekir, ailenin korkularını ciddiye al |
4
- Madoff-Snowden: Evdeki bütün camları kırdı, hayır, düşündüğünüz gibi değil, bunu bilerek, isteyerek yaptı, daha önce yapmıştı, yapıyor, yapacak, hem sen de öyle değil misin, son on yılına dön de bak, bundan sonraki on yılını görürsün, işte bu kişiyi sana getirdiler, tonla risk faktörü olan adamı, depresyon öykülü, intihar teşebbüslü, acil doktoru hastayı psikiyatrist ile konsülte etti, hapse gidebilir denildi, tüm bunlar 25 dakika içinde oldu/bitti, şahıs intihar formunu bile imzalamadı ancak yine de demirlerin arkasına gönderildi, sen de gördün bunları ve izin verdin, iki gün sonra beklenen oldu, ası haberi alındı, konsültasyon istesen bile hata faturalanır, ikinize de.
- Jodi-Medrano: Yetmiş yaşında, diyabetik, kaloriferleri bile çalışmıyor evinde, insülini çoktan kendi isteği ile bıraktı, kullanması gerekirken hem de, ayağı feci durumda, lab, X-Ray derken osteomiyelit tanısı parladı, bu ayak kesilmeli dedin, damardan antibiyotik başlanmalıyı ekledin, o da dedi ki, antibiyotik ver ama ayağımı kesme, ölürsem de ayaklı olsun bu, enfeksiyon odağında sınırlı kalmadı, sepsise çevirdi, hastanın bilinci bozuldu, entübasyon, yoğun bakım derken doktor, hastanın ayağının kesilme gerekliliğini yatak başındaki yakınlarına hatırlattı, onlar onayladı ama sen hayır, hastanın bilinci açıkken dedikleri sizin düşüncenizden daha ağır dedin.
- Charles-Manson: Zannetme ki sadece ST yükselmesi veya tersi akut koroneri kulaklarda çınlatır, keşke bu kadar kolay olsaydı, hiperakut ile başlayalım, uzun, simetrik T dalgaları göğüs derivasyonlarında gözükür, parmak basma tipinde ST depresyonları aynı derivasyonların sosu olur, bahsedilen T dalgaları QRS’den uzundur, AVR’de sıklıkla ST elevasyonu tanılanır (De Winter T), bütün bunlar proksimal LAD’nin tıkanmasını simgeler, ve unutmadan ekleyelim, negatif troponin sizi koronerden uzaklaştırmasın, zaten sayıca artmış troponin varlığında geçmiş olsun, olan olmuş, ventrikül eski bir anıdır bundan sonra, aynı Charles’in Manson’u taburcu etmesi gibi.
- O. J. Simpson: Centor kriteri de Centor kriteri, o kadar mı önemli, hayret bir şey, strep boğazını evreleme için dizayn edildi, gereksiz antibiyotik kullanımını azaltmak hedeflendi, sonra ne mi oldu, her şeyde olduğu gibi bunun da modifiyesi çıkarıldı, ateş var, öksürük yok, ön servikal adenopati, tonsiller eksudalı ve yaş. Şimdi gelinen nokta ise hızlı strep testi, pozitif ise antibiyotik ve kortikosteroid, değil ise kültür al. Onun yaptığı gibi yapma, Centor’dan fakir puan alana antibiyotik yazmamıştı, hasta kardit oldu, sonra da pnömoni.
- Hiperlipidemi üzerine altı tane saygın çalışman var, hani bir çalışma daha yapsan yağ konusunda bilirkişi olacan, ilaç firması kaçırır mı senin gibi doktoru, yemeğe çıkartıyor, Nusret kendi elleri ile tuzu döküyor etin üstüne, ilaç satıcısı sana üç yüz kutu kan yağı düşürücü hediye etmek istiyor. Nakit para, ilaç istemem, yemek ise tanıtımın parçası demeliydin.
- Don Juan yine mononükleozlu (öpücük hastalığı), dalağı büyüdü, spor yapamaz oldu. Yarın da sırıkla atlama yarışmasına katılması gerekiyor, bir yıldır bu yarışa hazırlanıyor, sen de doktorusun ve diyorsun ki, en az üç hafta spor yasak sana Juan, dalağı kanatabilirsin, kanamadan ölebilirsin, o da, bırak bu lafları doktor, seninle benim aramda bu bilgi, kimseye söylemezsin olur biter diyor, antrenörü aradın bile.
- Whitechapel: Yörenin en hızlı asistanlarından biri, torakostomi, entübasyon, hastalar ile iletişim, arkadaşlar arası popülerlik almış başını gidiyor, ama birazcık fırsatçı, nasıl mı, yakaladığı ST eleve koronerleri kulağından çekerek hep aynı hastaneye sevk ediyor, başlarda kimse anlamadı ama sonra fark edildi, neden bu çocuk hep aynı hastaneyi seçiyor denildi, 112’ye haber vermek varken, veya daha yakında aynı girişimi yapabilecek hastaneler tüterken, ama hayır bizimki hep aynısına seçti, sonra anlaşıldı tabii.
- Hirasawa: Hapşu demiş ağrısı başlamış, ensedeki zonklaması geçmiyor, üçüncü gün acile gidiyor, atravmatik ense ağrısı ne olabilir ki, ağrı kesici ile eve gönderiliyor, o gece uyuyamadı hasta, sabah işten önce tekrar acilde, bu ikinci başvurum diyor, yine kas gerilmesi tanısı ile taburcu edildi, tedavinin gücü arttırıldı, ağrı kesicisinin sonuna fort kelimesi eklendi, vinç operatörü kendisi, binaları çökertme topuzunu kullanıyor, bir anda sağ eli tutmamaya başladı, topuz taburcu eden doktorun evine yöneldi, evi yıkılan doktor halen hasta bakıyor acilde.
Dava | Karar |
1) Madoff-Snowden | Konsültasyon sadece öneridir, tıbbi konuşma, yönlendirme, sorumluk yönetimi, daha fazlası değil, asıl fatura acil doktoruna kesilir, ilk görene |
2) Jodi-Medrano | Karar verme yetisi olanın söyledikleri bilincini kaybettikten sonra da hükmünü sürdürür |
3) Charles-Manson | Amaç negatif troponinli akut koroneri yakalamak, sonrası iki taraf için de başarı, Yunanistan’ın boş deterjan kutuları Çeşme’deki kumsala uğrardı ya |
4) O. J. Simpson | Güncellenen kriterler bazen yok olur, anlamsızlaşır, buhar olur, bilmezsen hem üzülür hem de üzersin, insanlar kalbinden olur |
5) Hiperlipidemi | Tanıtım için yemeği anladık da para ne oluyor, yok öyle, sayı içeren ödüllere karnımız tok, nasıl da acile gelip TC numaranı istemişti, ııyyyyh |
6) Don Juan | Gerçekler akıp gider, hayal gibi, senle ben gidiyoruz, gerçeklerin yazılı olduğu yere |
7) Whitechapel | Ticaret kokan eylemler eninde sonunda kullanıcısını ele verir, uzak durmak en iyisi, adil yöntemler seçilmeli |
8) Hirasawa | İkinci kez başvuran iki kat tetkik ile yönetilir, grafi tomo olur, tomo MR’a dönüşür, konsültasyon, yoğun bakım diye dizgi sıralanır, ne mi çıktı kontrastlı görüntülemede, servikal arter diseksiyonunun ICD kodu kaçtı |
Gece yarısı
@aciltıp.com/malpraktis davaları serisi 2018(7/8)11-9.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa