Geriatrik hasta ve enfeksiyon
Arkadaşlarımdan biri bilim okulu açmıştı. Duyunca gerçek anlamda hem şaşırmış hem de sevinmiştim. Üniversite yıllarından hatırladığım kadarıyla öyle çalışkan, girişken bir insan değildi. En arka sıralarda oturan, sessiz sedasız biriydi. Demek ki yıllar onu iyi etkilemiş, bir şekilde kendini bulmuş olmalı diye düşünerek satın aldığı adaya kurduğu bilim okuluna doğru yola çıktım. Adaya tek vapur vardı ve akşam saat 21’de kalkıyordu.
Hava karardı ve ben adaya ulaştım.
Arkadaşımla yaptığım hal hatır konuşmalarını anlatıp sizi sıkmak istemiyorum sayın okuyucu, o yüzden direk buluşlardan bahsedeceğim.
İlk buluş soğanların güneş ışığı üretmesi idi. Toprağa değil de pamuğa gömülen soğanlar nihayetinde güneş ışığı çıkarıyormuş. Bunu bulan adam veya bulduğunu iddia eden kişi bana pek de tekin biri gibi gelmemişti. Bana bunları anlatırken elime bir mektup sıkıştırmış ve hızlı hızlı mektubun gitmesi gereken adresi bir yerlere yazıp yazamayacağımı sormuştu. Hızla yanından uzaklaşarak diğer buluş odasına doğru yürüdüm.
Bu odadaki kadın evlerin çatılardan başlayıp temele doğru inşa edilmesinin daha doğru olduğunu söylüyordu. Örümceklerin de aynı şekilde evlerini yaptıklarını, bu şekilde evlerin daha sağlam olduğunu iddia ediyordu.
Bahçıvan tulumu giymiş bir başka adam ise kestane, hurma ve şeftali ağaçları ile bezeli bir bahçeye bıraktığı koyunların daha önceden kendisi tarafından toprağın altına gizlenmiş kokulu yumuşak bitkileri yemek için toprağı alt üst ettiklerini ve bu yolla toprağın çapalanma ihtiyacının ortadan kalktığını, ürünlerin insan iş gücü gerektirmeden büyüdüklerini söylüyordu.
Tam diğer odaya geçecek ve yeni bir buluşla tanışacakken arkadaşım kolumdan tutarak beni ofisine götürdü. Peru kahvelerimizi içerken; bilim adamızda doktor yok ve buluş yapan çalışanlar oldukça ileri yaşta, doktor olarak seni adamızda görmek istiyoruz dedi. Sanki rica değil de emir gibi bir teklifti. Bir anda bu adada alıkonulduğumu hissetmiştim.
Enfeksiyonlar
- Bilim adasının yöneticisi çok haklı çünkü ileri yaştaki hastaların enfeksiyonları oldukça zor tanılanabiliyor.
Semptomlar
- Ateş, taşikardi, takipne, lokalize semptomlar (öksürük, dizüri, sağ üst kadran ağrısı, boğaz ağrısı gibi) her zaman senil yaş grubunda olmayabiliyor.
- Diğer bir değişle atipik semptomlar birliğini çözmemiz gerekmekte.
- Şöyle ki; bilinç bulanıklığı, halsizlik, anoreksi, kusma, düşme, tatsızlık gibi genel semptomlar enfeksiyonun yegane belirteçleri olabiliyor.
Ateş yüksekliği
- Öyle yüksek ateş falan beklemeyin, örneğin 37.8 senil hastada ciddi anlamda yüksek ateş ile özdeş. Yaş ile birlikte vücudun bazal ısısı düşüyor (her dekadda 0.15 derece). Normotermi kabul edilen gruba kan kültürü gönderiliyor ve sonuç pozitif olup ölüm bir ay içinde gerçekleşebiliyor.
- Ateş için bazal değerin 37.2’ye çekilmesini önerenler var veya hastadaki bazal ateşin > 1.3 derece yükselmesi enfeksiyon için anlamlı kabul ediliyor.
Hipotermi
- Ayrıca geriatrik hastada sepsis hipotermi ile karakterize olabiliyor ve bu belirteç yüksek septik mortalite için anlamlı kabul ediliyor.
Taşikardi ve diğerleri
- Taşikardi diyenleri duyabiliyorum ama beta-bloker kullanımı böylesine yaygın olan bir grup için öneminin azaldığını söyleyebiliriz. Üstelik böbrek üstü bezler uzun süredir yeterli miktarda adrenalin üretmiyor olabilir. Geriatrik hastadaki rölatif adrenerjik yetmezliğin açıklanamayan hipotansiyondaki önemini hatırlayalım.
- Pnömoni oldular diyelim, takipne gerek öyle değil mi?
- Bir kez daha maalesef diyoruz.
- Bir kere solunum sayısı hesabı son derece subjektif bir belirteç. Triajda önemsenmeyebiliyor veya yanlış sayılabiliyor. Hastanın pnömoniye solunum yanıtı senil akciğerler sonucu yeterli sayı yanıtıyla karşılanamayabiliyor. Öksürük sadece %50 senil pnömonide görülüyor.
- Bir diğer hastalık da piyelonefrit! Yan ağrısı, dizüri, kosta-vertebral açı hassasiyeti gerek öyle değil mi? Bu hastaların %20’sinde solunum veya gastrointestinal semptomlar saptanıyor.
Batın
- Kolesistit, apandisit, divertikülit ise rahat batınla karşımıza çıkabiliyor.
- Kronik hastalıklar kendi enfeksiyonlarını oluşturuyor. Diyaliz hastasında kateter enfeksiyonu, immobil hastada bası yaraları, diyabetik ayakta osteomiyelit gibi. Odak bakılar hasta özelinde özelleşmeli, unutulmamalı deniliyor.
- Özetle; geriatri ve enfeksiyon birlikteliği ayrıntılı bakı gerektiriyor, ateş yüksekliği kavramı bu yaş grubu için farklı anlaşılmalı (> 37.2), takipne demek için hastanın solunum sayısını kendimiz saymanız gerekebiliyor, perfore batınlar bile senil grupta klinikten fakir olabiliyor.
Enfeksiyon
doi: 10.1016/j.ccc.2013.03.016.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa