- Perikardiyal efüzyon herhalde en tehlikelisi.
- Beyin ödemine benzetilmeli, öyle yerlerde sıvı birikmemeli.
- Serbest sıvılar zaten sevilmez, batın içi mesela.
- Perikardiyal mesafe için konuşalım.
- Tamponad yapabilir, kardiyak çıkış azalır, sağ ventrikül etkilenir, sonra sol ventrikül ve her bir hücre iskemiyle tanışır.
- Kalp kanı doğru dürüst çeviremediği için pre-renal akut böbrek yetmezliği görülür, hatta olay anüriye kadar gidebilir.
- Her zaman kardiyak tamponad yapmasına gerek yoktur, perikardiyal efüzyon kalpten çalar.
- Bu hastada olduğu gibi.
- 68 yaşında hasta, aort kapak replasmanı öykülü (16 gün önce), senkop yakınmasıyla başvurdu, hipertansiyon, diyabet, ritim bozukluğu, kalp yetmezliği var, size söyleyebileceğim anlamlı bir laboratuvar veya görüntüleme bulgusu yok, serum kreatinin 1.6 mg/dL, hemoglobin 10.7 g/dL dışında.
- Hastaya ilaç ilişkili ortostatik hipotansiyon tanısı koyuluyor ve hedefteki ilacın (diüretik) kullanımı durduruluyor.
- İzleminin 5. gününde kreatinin değeri 4.2 mg/dL oluyor, aynı zamanda hipotansif hasta (80/50 mmHg), anüri gelişiyor, EKG’de V1-2 QS var, akut böbrek yetmezliği için yapılan USG’de post-renal obstrüksiyon yok, doppler normal renal kan akımı diyor, elimizde pre-renal nedenler kaldı, neden kalp yeterli kan göndermiyor ki derken EKO’da yaygın perikardiyal efüzyon saptanıyor ve perikardiyosentez sonrası hastanın renal perfüzyonu düzeliyor.
- Bu hastadaki perikardiyal efüzyonun nedeni cerrahi (aort kapak replasmanı).
- Perikard çevresi istenmeyen sıvı ADH artışı/ANP azalışıyla renal perfüzyonu, kardiyak tamponad yapmadan, azaltabilir deniliyor.
- Akut böbrek yetmezliklerinde perikardiyal sıvı araştırılmalı.
DOI: 10.2169/internalmedicine.50.4426