Tıbbi malpraktis
‘Boş boş dolu dolu’
Altın Vazodaki Sarmaşık
Her zaman diğeri olayların sorumlusudur. Kimse haklısınız, ben neden oldum demez. Dışarıdan bakan biri, gerçekten öyle olabilir mi, bütün bu yaşananların sorumluları olayı bizzat üreten bu tipler değil herhalde, şu anda burada olmayan birileri, diye düşünmeden edemez.
Günah keçileri yaratılmalı, sorumluluk onlara yüklenmelidir.
Ta ki ötekiler kendilerini kurtarıncaya kadar.
Sekiz – Suçlamak
- Diyelim ki aort diseksiyonu hasta ama bunu henüz kimse bilmiyor, bu kimselerin içinde doktor da var. Karşılıklı suçlama yöntemlerini anlatalım hastamız üzerinden. Hemşire/doktor notları birbirinden farklı ise mesela. Hasta hayatımın en şiddetli göğüs ağrısı diyor, her iki koluma da yansıyor diye ekliyor, hipertansif hasta ve sağ/sol kol tansiyon farkı raporlanıyor. En basitinden bu fark bana söylenmedi diyebilirken doktor, hemşire ise, ben söyledim o duymadı diyebilir. Ve her ikisi de haklı gözükebilir. Gerçeklerin algılar üzerindeki oyunları mı, yoksa saklanan bir şeyler mi var ortada soruları akla gelir, kimse kanıtlayamayabilir.
- Triajdaki öykü değişiverir, orada suisidal amaçlı ilaç alımı der, içeri girdiğinde vertigo tarifler hasta. Doktor tedavisini düzenler, hasta taburcu olur, emin olamayan doktor tekrar öykü alır ve hasta tekrar yeryüzündeki her şeyin dönüşünden bahseder, triaj notunun üstü çizilir ve vertigonun en periferiği yazısı yazılır yerine. Yavaş da olsa inanmıştır doktor, triaj ise bana intihar demişti der ve hasta arrest olarak acil servise getirilir. Şimdi söyleyin bana, bu suçlama hiç biter mi?
- Hasta yakınları biz çıkmak istiyoruz derler, sen de, bakın efendim, yapmayın etmeyin dersin, kafa içi kanaması olabilir hastamızın, kan sulandırıcı kullanıyor, ilk tomografide gözükmüyor patoloji dersin, onlar da, geldiğimizden beri hiçbir şey yapmadınız, biz gitmek istiyoruz, öyle bakarak insanlar iyileşmiyor derler, sen de imzalarını alır çıkarırsın, koma tablosunda tekrar senin şiftine gelirler, hasta yakınları üstüne yürümekte nasıl yaparsın hangi hakla bizi taburcu edersin diye bağırmaktadırlar.
- Bu sefer bilirkişi suçlamaktadır seni, merhaba, hoş geldiniz, 44 yaşında erkek hasta, HT/DM/sigara (+)/hiperlipidemi ve sağ kol ağrısıyla başvurmuş, siz ise mekanik ağrı diyerek ağrı kesiciyle taburcu etmişiniz, üstelik kol ağrısı siz hastayı eve gönderirken de sürüyormuş, doğru mu bunların hepsi, sen ise sadece doğru efendim dersin, bu noktada suçlayabileceğin biri yoktur, en azından şimdilik.
- Çalışmayan defibrilatör seni kurtarır mı, hasta VF arrest, kardiyak risk faktörü de var, kalbi tanıklı durmuş, olay yerinde kalp masajına başlanmış, dört dakika içinde acile getirilmiş, IV antiaritmik yapılmış, tek denemede entübe bile edilmiş, anlayacağın her şey elektriğe kalmış, kolları sıvıyor ve defibrilatöre uzanıyorsun, o da ne, cihaz çalışmıyor, ne yaparsan yap elektirik üretmiyor, sen ise başlıyorsun suçlamaya, neden bana söylenmedi, kim bu cihazın sorumlusu derken hasta asistoli oluyor. Bütün bunların sorumlusu sadece sen değilsin ama sen de sorumlusun.
- Kontrastlı çekmedin tomografiyi, kontrastlı istemedim çünkü hastanın böbrek fonksiyonlarında hafif bir yükselme var, ne dediniz, aa evet, çok hafif bir yükseklik, işte o yüzden kontrast vermedim ve düz toraks tomo istedim, normal çıktı, gerçi ben değil, radyolog normal dedi, sonuçta yazılı notu var, ben de taburcu ettim, efendim, bana mı söylediniz, hastanın çıkan aort diseksiyonu olduğunu ben de biliyorum, daha doğrusu sonradan öğrendim, otopsiden haber geldi, açıklamada ön tanı yazmamış mıyım, bunu size radyolog mu söyledi, her göğüs ağrısına aort diseksiyonu ön tanısı yazarsam acil servis tomografiden geçilmez bayım, sonuç olarak bütün sorumluluk radyologda, görseymiş kontrastsız tomoda aort diseksiyonunu, en azından şüphelenip beni yönlendirseymiş. Maalesef radyolog seni kurtaramaz, kar zarar yapmalı, aort diseksiyonu düşündüğün hastaya kontrastlı tomo çekme riskini almalıydın, nefropati tedavi edilebiliyor ama aort diseksiyonu yüzde yüz öldürüyor.
- Tüm suç hindili sandviçte, tam ciddileşecek, kolesistektomi öyksü olan hastada ileus düşünecekken hasta bir anda hindili sandviç diyor, bunu duyar duymaz rahatlıyor ve enteriti hindiye bağlıyorsun, obstrüksiyon sonrası artmış peristaltizme bağlı ishal aklından kayıp düşüyor, ee hasta da az biraz rahatladı, tam da taburculuk zamanı diyor ve hastayı gönderiyorsun, o da sana tekrar ileus/perforasyon/sepsis/nabzısız elektiriksel aktivite olarak başvuruyor, herkes sandviçin yapıldığı büfeyi arıyor, suçlayacak biri gerek.
- Tomografi raporu yanlış yazılmış, sadece raporu okudun, görüntülemeye bakmadın, nasıl olsa doğru yazılmıştır diye düşündün, hastayı taburcu ettin, gerçi hastanın taşikardisi var (nbz: 107), laktatı da 2 olsun, soru işaretlerin oluştu, bir yerlerinde enfeksiyon gizli olabilir bu hastanın diyorsun ama tomodaki rahat ifadelere güveniyorsun, hasta evinde fenalaşıyor, ateşi çıkıyor, nefesi daralıyor, sen de geriye dönük sonuçlarını incelerken fark ediyorsun, daha doğrusu kendi gözlerinle görüyorsun, CO-RADS 5 bu hasta, akciğer parankimi bembeyaz, hışımla radyolojiyi arıyorsun, karşına Hintçe konuşan biri çıkıyor, meğer Hindistan’daki bir radyoloji biriminden yorumlanıyormuş görüntüler, suçlayacak birini arayarak bulmak giderek zorlaşıyor.
- Hasta acil servise ve sana ikinci kez başvuruyor, üstelik aynı nöbetinde oluyor bu durum, hastaya teşekkür etmen, yanına oturup öyküyü didiklemen, eski tanını sorgulaman, ana şikayeti derinleştirmen, eskiye yönelik tetkikleri X2 yapman gerekirken (grafi istediysen tomo, tomo istediysen MR gibi) yapmıyorsun. İkinci kez başvuran hasta ortamda gerginlik yaratır, tamam bunu kabul ediyoruz ama bir açıdan da klinisyen için şanstır, bu şansı iyi değerlendirmemek suçlayacak yeni birilerini aramak demek olabilir.
- Hiçten bir şey yaratmak (yersiz suçlamalar) onu yaratan insana zarar verir, o zaman sana sayın A neden önlem almadın, düzeltmedin, değiştirmedin derler.
Dönüş
Weinstock MB, et al. Bouncebacks seires.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa